Erden Kıral (en soldaki kare), sette oyuncularına bolca doğaçlama yapma fırsatı veriyor. Böylece filmin gerçekçiliğini artırmayı hedefliyor.
İzmir'de bir Vicdan öyküsü
Usta yönetmen Erden Kıral, Nurgül Yeşilçay, Murat Han ve Tülin Özen'in başrol oynadığı yeni filmi Vicdan'ı İzmir'in cehennem sıcağına aldırmadan ilmek ilmek dokuyor... Üçlü bir aşk öyküsü üzerinden bir vicdani hesaplaşmayı anlatan Kıral en iyi filmini çektiğini düşünüyor. Nurgül Yeşilçay ise gayet enerjik..
İLİŞKİLİ HABERLER
İzmir'de bir Vicdan öyküsü
İzmir öyle sıcak ki sokakta in cin top oynuyor. Adres soracak insan bulmak neredeyse imkânsız. Ama bizim de Erden Kıral'ın son filmi Vicdan'ın çekimlerine dahil olmamız için Basmane'deki Malibu Pavyonu'na gitmemiz gerek. Sıcaktan bezmiş, dükkânlarının bir köşesine sinmiş esnafa, gündüz vakti "Basmane'deki Malibu Pavyon nerede?" diye sormak çok akıllıca değil elbet, ama yer yurt bilmediğimiz için yapacak da bir şey yok. Kimi "Deli misin be kardeşim!" bakışı fırlatıp "Basmane'de işte," diye cevap veriyor, kimi de duymamazlıktan geliyor. Allah'tan taksiciler o kadar insafsız değil (Klimanın onları sıcaklardan koruduğu belli). Bunun için "Abi atla gidelim," diyebiliyorlar. (Para almadıklarını belirtelim). Sıcaktan çarpılmış bir halde kendimizi Malibu Pavyon'a atınca içerisinin dışarıdan daha sıcak olduğunu anlayıp "Eyvah!" diyoruz. Şikâyet edeceğiz ama insanlar bu sıcakta film çekiyor! Erden Kıral ve Nurgül Yeşilçay'ın hoşgeldiniz karşılamasından sonra pavyonu inceliyoruz. Bir pavyonda bulunması gereken üç şey burada mevcut. Her yerde manasız aynalar, görme bozukluğuna neden olan kırmızı ışıklar ve leopar desenli kıyafet giymiş kadınlar. Nurgül Yeşilçay çok yorgun gözüküyor. Nedeninin sıcaklar ve rol yorgunluğu olduğunu düşünüyoruz ama bir sahne sonra güle oynaya yanımıza gelince şaşırıyoruz. O da anlıyor durumu. "Gece payvondan çıkış sahnesini çektik biraz önce, yorgun gözükmem gerekiyordu," diyerek açıklama yapma ihtiyacı duyuyor. Çok önemli bir sahneye geldimizi söylüyor, ama bizim halimizi pek iyi görmüyor. Bol su içmemizi öğütleyip yanımızdan uzaklaşıyor. Nurgül Yeşilçay filmde en yakın arkadaşının kocası Mahmut'a sevdalanan Aydanur'u canlandırıyor. Fakat hayatın ona sunduklarıyla da pek yetinmeyen bir hali var. Bunun için kiremit fabrikasında çalışacağına pavyonda çalışmayı tercih etmiş. Bu arada Mahmut'u oynayan Murat Han beliriyor. Takım elbisesi, yüzündeki faça izi, elindeki tespihi ve davranışlarıyla Kabadayı'nın Devran'ından farkı yok gibi. Ama daha güleryüzlü. Aydanur ile karısı Songül arasında kalmış Mahmut. Ama belli ki Aydanur ağır basıyor yüreğinde. İkilinin yolu böylece bu pavyonda kesişiyor.
DOĞAÇLAMA BİR SET
Erden Kıral çok kibar bir yönetmen. Ayrıca çok da rahat. Sanat grubuna ve reji ekibine o meşhur sahne için direktiflerini (ricada bulunuyor tabii) verdikten sonra, Murat Han'la konuşmaya başlıyor. Konuşma uzun sürüyor. Bu tür konuşmalar bu kadar uzun sürmez. Sonra onların yanına pavyon elbisesini giymiş, saçları ve makyajı yapılmış Nurgül Yeşilçay geliyor. Bu konuşma boşuna değil. Kıral bu filminde doğaçlamaya öncelik vermiş. Sebebi de gerçekçi ve doğal bir film yapmak istemesi. Üçüncü sayfa haberi ile Hasan Özkılıç'ın bir öyküsünden esinlenerek Vicdan'ı oluşturan usta yönetmen: "İkisi de çok gerçekçiydi. Ben de bu gerçekliği vermek için doğaçlamayı önceledim," diyor. Tabii doğaçlama yapmak o kadar kolay değil. Bunun için de uzun süre ön çalışma yapılmış. "Çünkü," diyor Kıral, "Eğer ön çalışma yapılmazsa doğaçlama değil, sıradanlık ve rastgelelik olur." Çekimlerden de pek bir memnun Kıral. "Oldukça rahattım, farkındasınız herhalde," diyor. Biz tebessüm edince rahatlığının sebebini açıklıyor: "Tüm birikimimi ve deneyimimi bu filmde kullandığımı hissediyorum. Bunun sonucunda en iyi filmimi çektiğimi söyleyebilirim. Sadece benim değil oyuncularımın da kendilerini nasıl aştığını film vizyona girince göreceksiniz." Erden Kıral'a vicdan olgusunu nasıl işlediğini soruyoruz. O da vicdan kavramının bütün hayatımıza girdiğini söylüyor. "Ama anladım ki," diyor, "Vicdan, kötülüklerin ortadan kalkmasına yetmiyor. Koşulların değişmesi gerekiyor. Koşullar da vicdani bir çabayla değiştirebilir."
KAMERA, ACTION, CUT!
Bu arada yönetmen yardımcısından haber geliyor, "Hocam her şey hazır" diye. Önce bir prova alınıyor. Murat Han pavyona geliyor ve barda bir sigara yakıyor, sonra ilerideki masada Nurgül Yeşilçay'ı görüyor birden ve kararlı bir şekilde yanına gidiyor. Yeşilçay büyük bir sessizlik içerisinde. Murat Han ise ağlıyor. Porava gayet başarılı. Kıral: "Action!" diyerek çekimleri başlatıyor. Bu sırada Kıral'ın monitöründen Nurgül Yeşilçay'ı görüyoruz. Gerçekten kamera onun yüzünü seviyor. Dünya gözüyle baktığımız zaman farklı bir durum yok. Ama monitördeki görüntü öyle değil, sanki sihirli bir değnek değmiş gibi büyülü. Murat Han da başka bir âlem. Biraz önce gülen sanki o değil. Kamera çalışmaya başlayınca birden değişiyor ve ağlamaya başlıyor. Erden Kıral: "Cut!" deyip ayağa fırlıyor: "Hepiniz öpüldünüz teşekkür ederim, paydos." Nurgül Yeşilçay, Murat Han ve Tülin Özen'in başrolde oynadığı, üçlü bir aşk öyküsünün anlatıldığı filmin çekimlerinde sona yaklaşılmış durumda. Tamamen İzmir'de geçen filmin kasım ayında vizyona girmesi planlanıyor. Ama belirtelim; perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. İyi bir set de iyi bir filmin habercisidir. Vicdan, Kıral'ın dediği gibi iyi bir film olacağa benziyor.
İLİŞKİLİ HABERLER
İzmir'de bir Vicdan öyküsü
Yayın tarihi: 28 Haziran 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/28/ct/haber,CDEC6D21304D4C2098020D88AFED556D.html
Tüm hakları saklıdır.