Kardeşliğin kitabını yazdılar

"Bu topraklarda kurulan sofralarda, papazyahnisi ile imambayıldı aynı masayı paylaşır. Önünde oturup soluklandığınız bir bina, eski bir Rum meyhanesi çıkabilir... Anadolu'da dolaşıp da, Ermeni mimarlar tarafından inşa edilmiş bir köprü ya da han görmemek mümkün müdür? Laz'ı, Kürt'ü, Türk'ü, Süryani'si, Boşnak'ı, Gürcü'sü, Çingene'si... Hepsi bu topraklara özgü kültürel zenginliğin bir parçası olmaya devam ediyor..." Kardeş Türküler, 15 yılın öykülerini anlattıkları kitaplarına bu paragrafla başlıyor. Bu topraklarda yüzyıllarca yaşamış farklı kültürlerin arasından seslenişlerinin üzerinden tam 15 yıl geçmiş. Henüz çocuk yaşta üniversite öğrencileriyken girdikleri müzik yolunda şimdi 40'lı yaşlarını yaşayan müzisyenler, barış ve kardeşliğin sürekli kılınabileceğine inanarak müzik yapmaya devam ediyorlar ve bunu şu cümlelerle anlatıyorlar: "İlkokulda, barış bize iki savaş arasında yapılan antlaşmalara atılan bir imza olarak öğretildi. Kardeşlik ise hep çocuklara özgüydü; büyüdükçe ne oluyorsa oluyor ve sözcük dağarcıklarından siliniveriyordu. Kardeş Türküler, barış ve kardeşliğin sürekli kılınabileceğine olan inançtır." Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun yayınevi tarafından yayımlanan kitabın adı, Kardeş Türküler: 15 Yılın Öyküsü. Gruptan Ayhan Akkaya ve Feryal Öney'le buluştuk. Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü'nde başlayan Kardeş Türküler grubunun öyküsünü yazmak onları hayli zorlamış, çok yorulmuş, çok araştırmışlar, çok söyleşmişler. Ama sonuçta ortaya hem müzik tarihi hem de sosyolojik olarak elle tutulur bir çalışma çıkmış. Arşivleri karıştırarak girişmişler işe ve karıştırdıkça hatırlamış, hatırladıkça yine karıştırmışlar.

İKİ YILLIK ARAŞTIRMA
Geçtiğimiz hafta yayımlanan kitap, tarihçe özelliğinin yanı sıra, grup üyelerinin yazdığı makalelerden ve gruba ilişkin yapılan söyleşilerden oluşuyor. Vedat Yıldırım'ın kaleme aldığı 'Kardeş Türküler Projesinin Müzikal Olanakları' başlıklı makale grubun etkilendiği kaynakları, düzenleme anlayışını, enstrüman ve vokal kullanımını merak edenler için hayli öğretici. Ancak müzik alanındaki terminoloji sorununun kitabı epey zorladığını söyleyen Akkaya, halk müziği terimlerinin çok kültürlü müziği anlatmakta yetersiz olduğunu, Osmanlı-Türk müziği terminolojilerinden faydalandıklarını söylüyor. Levent Soy ve Gökhan Gökçen, 'Kardeş Türküler-Kardeş Danslar' yazılarıyla projede dansın önemini anlatırken, Fehmiye Çelik ve Feryal Öney ise projedeki kadın dramaturjisini ele almışlar. 'Kınamızı Soldurana, Gülümüzü Kurutana...' başlıklı yazıda, cinsiyet ayrımcılıklarına karşı yürütülen mücadelenin Kardeş Türküler'e yansımaları vurgulanmış. Sadece etnik değil, aynı zamanda dinsel ve cinsel kimliklerin de özgürlük mücadelesine tanıklık ettiğini söyleyen ve kültürel mücadeleyi bir bütün olarak algılayan grup, bunun müziklerine yansımalarını okuyucularla paylaşmış. Grubun kadın vokalistlerinden Diler Özer de projenin oluşma koşullarını toplumsal arka plan çerçevesinde ele aldığı 'Kardeş Türküler Projesi ve Bir Perspektif Olarak Kültürel Çoğulculuk' başlıklı yazısıyla kitaba katkıda bulunmuş.