kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Haziran 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Bette Davis'in sigarasını yakma zevki.

Nerede bir zamanların baca gibi içen yıldızları!

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
07.06.2008
Günümüzde sigara içmenin git gide daha çok ülkede, daha ağır biçimde yasaklanması olayı, bana Hollywood'un parlak günlerini anımsattı. O zamanlar filmlerde sigara içmek neredeyse bir modernlik işareti, özellikle kadınlar için bir bağımsızlık manifestosu gibi kullanılırdı. Perdedeki dekor ne kadar çok dumana boğulur ve ortalık göz gözü görmez hale gelirse, sanki gerilim ve esrar da o denli artardı. Özellikle kara-film veya polisiye türü filmlerde... Hollywood yıldızları uzun yıllar boyu bol bol sigara, hatta kimi zaman pipo veya puro içtiler. Pipo örneğin, Sherlock Holmes gibi karakterlerin ayrılmaz işareti olurken, her türden filmde bol bol sigara tüttürüldü. En çok sigara içenlerin başında ünlü oyuncu, çifte Oscar'lı Bette Davis gelirdi. Davis'in filmlerinde bol sigara içmesi, aslında özel hayatındaki tiryakiliğinin bir devamıydı. Oyuncu sürekli ağzında sigarayla dolaşırdı. Yazar Rex Reed şöyle demişti: "Sanki sürekli kümülüs bulutları içinde yürür gibidir!". Bir başka yazar, Walter Kerr ise filmlerinde hemen her zaman 'Bir cümle arasında beş-altı kez sigarasından bir nefes çektiğini ve bunun ona çok yakıştığını' yazmıştı. Yazar aynı zamanda, bunun sanatçının konsantrasyonunu hiç bozmadığına şaştığını da belirtmişti. Davis, bunu kimi zaman en ünlü sahnelerinin aksesuarı haline getirmişti. Nitekim Now, Voyager (Aşk Yolcuları) filminin finalinde, partneri Paul Henreid iki sigara yakıp birini ona verir. Ve o filmin ünlü cümlesini söyler: "Sevgilim, gökteki yıldızlara sahibiz. Artık ayı istemesek de olur!" Greta Garbo'dan Katharine Hepburn'a, Joan Crawford'dan Lana Turner'e, Marlene Dietrich'den Myrna Loy'a tüm ünlü kadın yıldızlar, filmlerinde bol bol sigara içtiler. O yıllarda sigara üretim şirketlerinin Hollywood yıldızlarına borcu, ödense de asla bitmez. Erkek yıldızlar da geri kalmadılar: Sigarasız bir Humphrey Bogart, Alan Ladd, Edward G. Robinson veya Clark Gable düşünülebilir mi? Fransızlar da bu modaya katıldılar. Özellikle Jean Gabin sigara içmediğinde puro içmeyi hiç ihmal etmedi. Sonraki yıllarda Yves Montand, Alain Delon, Jean-Paul Belmondo da bu geleneği sürdürdüler. Ve moda bize de sıçradı. Örneğin Çolpan İlhan 1959 yılının ünlü Zümrüt filminde, 'kumara ve eğlenceye düşkün isterik ruhlu Feride'yi canlandırırken' (Agah Özgüç, Türk Filmleri Sözlüğü), karşılaştığı her erkeğin sigara önerisine "Yak da ver!" yanıtını veren bir kadın kimliği yarattı. Sanatçıyla yıllar sonra yaptığım bir söyleşide, Çolpan bu deyişin o dönemde ne kadar popüler olduğunu, başta bindiği taksilerin şoförleri olmak üzere çok kişinin ona şaka yollu "Abla, yakıp da vereyim mi?" diye takıldığını anlatmıştı. İşte böyle. Nereden nereye! Artık toplumlarda uyanan tepkiye koşut olarak, belki beyazperde de sigaraya kapanacak. Ve filmlerde eskisi gibi fosur fosur tüttüren kişiliklere ve meydan okur gibi sigara içen oyunculara rastlamak bir hayal olacak.