"Laiklik ancak demokrasi ile mümkündür"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Meclis grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
AK Parti'ye kapatma davasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, "İddianameye cevabımızı çabuk verdik. Sıkıntılı bir süreç istemiyoruz. Ülkenin bu türbülanstan çıkması gerek. Bir kısım çevreler demokrasinin temel ilkelerini tehlikeye atıyor. Laiklik ancak demokrasi ile mümkündür. Demokrasiye direnenler kendi ayrıcalıklı konumlarının korumaya çalışıyor. Bu millet reşittir azami demokratik olgunluğa sahiptir. Siyaseti toplumdan yalıtmak isteyenler tarihin raflarında kaldı. CHP'nin gerilime endeksli siyaset tarzının milletimizce kabul görmesi mümkün değildir" dedi.
"MİLLETİ KARŞINA DEĞİL MİLLETİ YANINA ALACAKSIN"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Siz milletin hukukuna sahip çıkarsanız millet de sizin hukukunuza sahip çıkıyor'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya, eğitimle ilgili yürüttükleri çalışmaları anlatarak başladı.İlk ve ortaöğretim kurumlarında eğitim gören tüm öğrencilerin karnelerini alarak, uzun bir yaz tatili dönemine girdiklerini hatırlatan Erdoğan, Pazar günü de yaklaşık 1,5 milyon kişinin, üniversite sınavında ter döktüğünü söyledi.
Yapılan sınavın bütün gençlere ve ailelerine hayırlı olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, ''Bu yıl hem üniversitelerimizin kontenjanlarını artırması, hem açtığımız yeni üniversiteler vesilesiyle çok daha fazla öğrencimizin üniversitede okuma hayali gerçeğe dönüşmüş olacak'' diye konuştu.
Erdoğan, iktidarları döneminde 49 yeni üniversite kurduklarını hatırlatarak, amaçlarının tüm illeri bir üniversiteye kavuşturmak, her şehri üniversitelerin getireceği dinamizmle, ürettiği katma değerle daha da kalkındırmak olduğunu belirtti.
Yola çıkarken, millete bir söz verdiklerini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:''Dedik ki 'bu ülkeyi dört temel üzerinde inşa edeceğiz.' Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet... Toplumun vicdanını yaralayan sorunlar en çok bu dört alanda yoğunlaşıyordu.Türkiye'nin gücünü yeniden topladık ve bu alanlardaki temel sorunları, devlet-millet eliyle büyük ölçüde çözüme kavuşturduk. Bütçedeki eğitimin payını birinci sıraya yükseltmekle yetinmedik, millet ile devletin ülkenin geleceğine birlikte sahip çıkması için muazzam bir eğitim seferberliği başlattık.
Burada en çok bizi onurlandıran mesele şu oldu: Siz milletin hukukuna sahip çıkarsanız millet de sizin hukukunuza sahip çıkıyor. Milletimiz, devletinin her türlü imkanları kullanarak cansiparane hizmet ettiğini görünce, kendi kaynaklarını seferber etmekten çekinmiyor. Devletin bütçesinin kuruşu kuruşuna ülkeye hizmet için harcandığını gören milletimiz, elindeki imkanlarını da devletle paylaşıyor.''
120 BİN DERSLİK
Erdoğan, Türkiye'nin her şehrinde bugüne kadar göz yaşartıcı fedakarlık örnekleri gördüklerini belirterek, ''Geçen hafta Malatya'da iş adamlarımızın açtığı Sevgi Evlerinden İzmir'de, Bursa'da, Sinop'ta açtığımız okullara kadar muazzam bir millet desteği aldık. Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası sayesinde, bütün toplumsal kesimlerin enerjisini, dikkatini eğitimdeki sorunlara yönelttik.Hükümetimiz döneminde 35 bini hayırseverlerce olmak üzere yaklaşık 120 bin dersliği eğitim hayatımıza kazandırdık. Pazar günü İzmir'de eğitime destek kampanyasına katılan hayırsever vatandaşlarımızla bir araya geldik, onların gurur tablosunu birlikte yaşadık.Bölgesel kalkınma adaletsizliğini gidermek, haksız rekabeti kaldırmak için Doğu-Batı ayrımı yapmadan ülkemizin bütün bölgelerine aynı oranda yeni eserler kazandırdık'' diye konuştu.
KÖY OKULLARI
Erdoğan, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde metruk durumda bulunan binlerce köy okulunu yeniden eğitim verebilir duruma getirdiklerini bildirerek, ''Bunları neden okullar açılırken değil de okullar tatil olurken anlatıyorum? Okullar tatil oluyor ama Hükümetimiz tatile çıkmıyor. Aynı hızla yatırımlara devam ediyor, gece gündüz demeden milletimizin huzur ve refahı için emek sarf ediyor. İşte, bunun için anlatıyorum'' dedi.
Bütün bu yapılanları, birilerinin ya bilmediğini ya da bilmek istemediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:''Ya görmüyor ya görmek istemiyor. Veyahut da görüyor, göstermek istemiyor. Çünkü, eğer gösterirlerse vatandaşımız, bunun heyecanıyla evet, 'Türkiye'nin geleceğine çok daha farklı bakar' endişesini taşıyor.Buruda şunu özellikle vurgulamak istiyorum; Şemdinli'yi İpsala ile birlikte düşünemeyen, Boyabat'ı İskenderun ile birlikte kucaklayamayan özellikle bu tür insanlar, bu ülkeyi baştan başa bir bütün olarak nasıl sahiplendiğimizi göstermek için yaptıklarımızı ve yeni hedeflerimizi bunlara anlatıyoruz ama anlamak istemiyorlar.''
''Peki bütün bunlar bizim iktidarımızdan önce yapılamaz mıydı?'' sorusunu yönelten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:''Eksik olan neydi? Eksik olan milletin derdiyle dertlenmiş bir kadronun yönetimde olmamasıydı. Hakkari'nin, Diyarbakır'ın, Trabzon'un, Mersin'in, İzmir'in, Ardahan'ın, Tunceli'nin, Kırşehir'in, Nevşehir'in, Tekirdağ'ın, Antalya'nın, bu ülkenin derdini kendine dert edinmiş insanların iktidarıydı eksik olan.Her fırsatta milletle kavga eden, milleti hor gören bir iktidar değil, milletin gönlüne talip olan, milletin gönlünden geçen bir iktidardı eksik olan. İşte, milleti karşına değil, milleti arkasına aldığı zaman, bu ülkede ne kadar kısa zamanda ne kadar büyük işler yapılabileceğini AK Parti iktidarı olarak bizler gösterdik.İnşallah, önümüzdeki dönem milletle el ele vererek, çok daha büyük işler başaracağız. Bu ülkenin gençleri, bu ülkenin yarınlarından emin olsunlar. Türkiye, AK Parti iktidarıyla birlikte çok daha güçlenmiş, çok daha itibarlı, çok daha büyük bir Türkiye olmuştur.''
ANADOLU YOLLARI
Erdoğan, geçen haftanın yine çok yoğun ve bereketli bir şekilde geçtiğini anlatarak, ''Her ışığı karartmak, her hayırlı işe engel olmak, ülkemizin yıllarca özlediği güven ve istikrar ortamını sabote etmek isteyenlerin aksine, biz yine bütün hafta Anadolu'nun yollarındaydık'' diye konuştu.Sinop'un, Bursa'nın, İzmir'in kalkınma heyecanına ortak olduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, katıldığı bazı programları sıraladı ve açılışını yaptıkları barajların kuraklığın önlenmesi için ne kadar önemli olduğunu vurguladı. ''Yani biz, işimize bakıyoruz'' diye konuşan Erdoğan, ''(durmak yok yola devam) diyoruz. Ama yürüyerek değil, koşarak devam ediyoruz'' dedi.Erdoğan, sadece kendileri için değil, ülke için, demokrasi, milletin refahı ve huzuru için ''durmak yok yola devam'' dediklerini kaydetti.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu an yaşanan sürecin çok tartışılacağını belirterek, ''Temennimiz, Türkiye'nin en kısa sürede bu türbülanstan çıkması, çağdaş uygarlık yürüyüşünü aynı kararlılıkla ve güç kaybetmeden devam ettirmesidir'' dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, gündemdeki konulara değindi. Yaşanan süreci ve bu süreci detaylandıran hadiselerin anlamını iyi değerlendirmek ve demokrasiyi güçlendirecek bir siyasi tavrı korumanın, kendilerinin millete karşı mükellefiyeti olduğunu belirten Erdoğan, ülke için neler yapmaları gerekiyorsa onun adımlarını atacaklarını kaydetti. Erdoğan, ''Bileceğiz ki her attığımız adımda ülkemiz bir şeyler kazanmalıdır. Eğer attığımız adım; ülkemize bir şeyler kazandırıyorsa eyvallah, ama kaybettiriyorsa biz, o adımdan anında vazgeçebiliriz'' diye konuştu.
Kendilerinin, ''Türkiye için hayati anlamlar taşıyan süreçler yaşadıklarını'' anlatan Erdoğan, 1950'den bu yana ülke olarak demokrasi istikametinde hatırı sayılır bir mesafe aldıklarını kaydetti. Erdoğan, 1950-1980 arasında üç kez kesintiye uğrayan Türk demokrasisinin, 1983'ten sonra Türkiye'nin dünya ile irtibatının yoğunlaşmasının da etkisiyle yeniden güçlenme eğilimine girdiğini ifade etti. 1990'ların ikinci yarısından sonra Türk demokrasisinde gözlenen gerileme trendinin, 2002 seçimleriyle son bulduğunu belirten Erdoğan, 2002 yılı sonunda iktidara gelen AK Parti Hükümetinin, kapsamlı bir demokratikleşme hareketini başlattığını, AB'ye tam üyelik hedefine sahip çıkarak Türk demokrasisini evrensel standartlara yaklaştırdığını söyledi.
Türkiye'nin, kendine özgü bir demokrasiden evrensel normlara uygun bir demokrasiye geçiş iradesini güçlü bir şekilde ortaya koyduğuna işaret
eden Erdoğan, ''2002 sonrası dönemin en önemli hususiyeti, demokrasi talebinin gerçek manada toplumsal bir talebe dönüşmesi ve partimizin de
bu talebi taşıma iradesini cesaretle gösterebilmesidir'' dedi.
''BU SÜRECİN BEDELİ MUHAKKAK TARTIŞILACAK''
Erdoğan, şu an yaşanan sürecin çok tartışılacağını belirterek, ''Bu sürecin bedeli muhakkak tartışılacaktır, geçmişte olanların tartışıldığı gibi... Türk demokrasisinin ve hukuk sisteminin tarihi serüveni açısından kritik bir önemdedir'' diye konuştu.AK Parti hakkında açılan kapatma davasında dün esas hakkındaki cevaplarını Anayasa Mahkemesine verdiklerini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Niye bu kadar süratle çalışarak bunu yapıyoruz? Bütün arzumuz, temennimiz şudur; ülkemiz ne siyasette ne ekonomide kaybetsin. Ülkemiz, bir bulutlu havanın doğurduğu yapıda geleceğe yürümesin. İstiyoruz ki ülkemiz önünü görsün. Ülkemize dışarıdan yaklaşanlar da ülkemizi net görebilsin. Zira, ülkemizdeki sıkıntılı bir süreç, bilesiniz ki ülkemizin dış dünyadaki itibarına da gölge düşürmektedir. Onun için tabii ki bizler, süreci hızlandırmak ve ülkemizin geleceği noktasında gerek içeride gerekse dışarıdaki yatırımcıların atacağı adımlara katkısı ve özelikle de Türk demokrasisinin bu noktada yara almasına tahammülümüz yok. AK Parti olarak bu süreçte sağduyuyu elden bırakmadan, Türkiye büyüklüğünde düşünerek, ülkemizin selametini hesaba katarak hareket ettik, bundan sonra da aynı sorumlu davranışı sürdüreceğiz. Temennimiz, Türkiye'nin en kısa sürede bu türbülanstan çıkması, çağdaş uygarlık yürüyüşünü aynı kararlılıkla ve güç kaybetmeden devam ettirmesidir.''
''DEMOKRASİNİN ZAAFA UĞRATILMASININ ÖRNEKLERİYLE DOLU...''
Bu noktada, ''üzerinde çok durulmayan, ancak Cumhuriyet ve demokrasi açısından tehlike arz eden bir hususa işaret etmek isteğini'' vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu süreçte bir kısım çevrelerin yürüttükleri propaganda, demokrasimizi ve hukuk devleti normlarımızı gelişmiş evrensel standartlardan uzaklaştırmaya, kendine özgü bir mahiyete büründürerek sığlaştırmaya yöneliktir. Çağdaş demokrasinin yerleşmesini, 'Cumhuriyetimizin temel ilkeleri açısından bir tehlikeymiş' gibi yansıtılması kabul edilemez bir çarpıtmadır. Cumhuriyet, laiklik, hukuk devleti gibi kavramlar, demokrasiyi daha da güçlendirecek, demokrasinin olmazsa olmaz kavramlarıdır, ilkelerdir. Türkiye'nin siyasi tarihi, bu kavramlar gerekçe gösterilerek demokrasinin zaafa uğratılmasının örnekleriyle doludur. Türkiye, bu çarpık anlayıştan bir an önce uzaklaşmak zorundadır. Cumhuriyet de laiklik de hukuk devleti de ancak demokrasi ile mümkündür. Bu ilkeleri yaşatmak, öncelikle demokrasiyi yaşatmakla, milli iradeye dayandırmakla mümkündür.Vesayet rejimi özlemcisi bir kısım siyasetçilerin, rejimin ilkelerini 'demokrasiyle çelişen ilkelermiş' gibi göstermeye çalışmaları, bu ilkeleri çarpık biçimde yorumlayarak demokratik gelişime direnmeleri, esasen kendi ayrıcalıklı pozisyonlarını muhafaza etme çabalarının neticesidir. Yapmak istedikleri şey, rejimin ilkelerini siyasi tartışma ve rekabetin konusu haline getirerek rejimin üzerinde sürekli bir kriz gölgesi oluşturmak ve bu yolla siyasetin toplum tarafından tanzimini engellemektir. Ama bilinmelidir ki ne Türkiye 1940'ların Türkiye'sidir ne de Dünya soğuk savaşın dünyasıdır. Bu millet reşittir, mümeyyizdir,
azami demokratik olgunluğa sahiptir.''
''CHP'NİN GERİLİME ENDEKSLİ SİYASET TARZI...''
Siyaseti toplumdan, halktan, milletten yalıtmak isteyen siyasi anlayışların tarihin tozlu raflarında kaldığını ifade eden Erdoğan, ''Anamuhalefet partisinin demokrasi konusundaki sabıkalı tavırları, Türk siyasetinin gelişiminin önündeki en büyük engellerden biridir. CHP'nin gerilime endeksli siyaset tarzının milletimizin büyük bir kesiminde kabul görmesi, karşılık bulması asla mümkün değildir'' dedi.
AK Parti'nin, Türkiye'ye çok önemli ve değerli bir dönem yaşattığını belirten Erdoğan, bu sürecin aynı şekilde devam edeceğini vurguladı.
Türkiye'nin son beş yılda onlarca yılın ihmallerini giderdiğini, onlarca yılın sorunlarını hafiflettiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle
tamamladı:
''Hizmet ve icraat kavramları yeniden siyasete hakim olmaya başlamıştır. Özellikle geçenlerde açıkladığım ve şu an uygulamasına başladığımız
GAP, DAP, KOP ve bunlarla ilgili bölgesel projeler, bu ülkenin inşallah önümüzdeki yıllara ve çağa damgasını vuracak adımlar olacak. Şu anda
bunun heyecanı, bütün bu bölgeleri sarmıştır. Biz, sorumlu ve sağduyulu siyaset tarzıyla yolumuza devam edeceğiz. İnanıyoruz ki milletimiz de AK
Parti'nin sorumlu siyasetini desteklemeye, partimize güç vermeye, yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Bunu Sinop, Bursa, İzmir'de
gördük, kavurucu sıcağa rağmen... Orada onbinlerce insanın nasıl o sıcağa rağmen orada toplandığını görmek bize zaten bu heyecanı veriyor.
Türkiye, her türlü sorunu aşacak büyüklüğe, her türlü zorluğu giderecek ferasete sahiptir.''Öte yandan, 647. Kırkpınar Ağası Mehmet Cadıl, 30 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında Edirne'de yapılacak Kırkpınar Şenliklerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kırmızı dipli mumla davet etti.AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, toplantıda Cadıl'ı milletvekillerine takdim ederken, ''Hoş geldiniz Ağam'' dedi.
"VİYANA'DA OLACAĞIZ"
Milli Takım'ın başarısıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Erdoğan, "Başarı için sadece 90 dakika yeterli değil, son nefese kadar mücadele sürdürülmeli. Çeyrek final karşılaşmasında biz de Viyana'da olacağız. Sessiz devrimi gerçekleştiren Türkiye inşallah başarılarını artırarak sürdürecek" diye konuştu.
Yayın tarihi: 17 Haziran 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/17//haber,56FB19B05F7147F1B33EB7F757EA0BC1.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.