Tuzla'da uyarı grevi

Tuzla tersanelerinde ''işçi ölümlerini durdurmak ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini sağlamak'' amacıyla DİSK'e bağlı Limter-İş Sendikası üyelerinin saat 07.00 sıralarında başlattığı grev sona erdi.

Limter-İş ve DİSK'in yanı sıra 40'a yakın sanatçı, aydın ve birçok sivil toplum örgütü "Grevdeyiz, kuralsız yasa dışı çalıştırmaya son. İnsanca çalışma ve yaşama hakkı istiyoruz" ana pankartı altında Tuzla'daki tersane işçileriyle bir araya geldi. "Taşeronluk sistemi kaldırılsın", "Tersaneler cehennem işçiler köle kalmayacak" ve "Artık yeter, sıra kimde" dövizleri taşıyan işçiler davul zurna eşliğinde halay çektirler. Şenlik havası içinde geçen grevde işçiler, "Artık ölmek istemiyoruz, tersane işçisi köle değildir", "Katil Gisbir hesap verecek" sloganı attılar.

İşçilere destek için Tuzla'da bulanan Ufuk Uras, işçilerin artık para talebi için değil, yaşamak için grev yaptıklarını vurgulayarak, "Ölümler sürüyor ve hükümet somut bir adım atmıyor. Bıçak kemiğe dayandı, sözün bittiği yerdeyiz" dedi. Uras, işçinin alın teri üzerinden değil artık kanı üzerinden kazanç elde etmeye çalışıldığını söyleyerek, Tuzla tersanesinde 44 firma 300 küsur ise taşeron firmanın bulunduğuna dikkat çekti. İşçilerin keyfi uygulamalar nedeniyle öldüğünü savunan Uras, biran önce somut adımlar atılması için burada olduklarını söyledi.

Limter-İş Genel Sekreteri Kamber Saygılı, Tuzla Tersaneler Caddesi'nde süren eylemle ilgili yaptığı açıklamada, grevi daha önce saat 19.00'a kadar sürdüreceklerini bildirdiklerini hatırlatarak, ''Ama eylemin doruğa ulaştığını düşünüyoruz. Kararımız, artık bu eylemin doyuma ulaştığı şeklindedir'' sözleriyle grevin sona erdiğini açıkladı.

Saygılı, tersanelerdeki çalışma koşullarının değişeceği güne kadar ''davalarını'' sürdüreceklerini de sözlerine ekledi.Açıklamanın ardından, Limter-İş Sendikası üyesi işçiler, Tersaneler Caddesi'ni saat 14.30 sıralarında sessizce boşalttı. Caddenin boşalmasının ardından sabah saatlerinden itibaren trafiğe kapalı olan cadde, normale döndü.

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen ile CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal da grev alanında işçilere destek verdi.

ÇELEBİ İŞVERENİ UYARDI: "BU BÖLGEYİ ZİNDAN EDERİZ"

Tuzla'daki Limter-İş grevine destek veren DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, grev yapan işçilerin işten çıkarılacağına ilişkin iddialara karşılık "Bu bölgeyi onlara zindan ederiz" ifadelerini kullandı. Çelebi, işçi ölümlerin devam etmesinin sorumluluğunun hükümet ve Çalışma Bakanlığı'nda olduğunu söyledi. Limter-İş Başkanı Cem Dinç de tersane patronlarının greve katılan işçileri işten çıkarma ile tehdit ettiğini belirterek "17 Haziran'da bir tek işçi arkadaşımız çıkarılırsa o tersanenin önünde olacağız" dedi.

Tuzla'da toplanan sendikalar ve sivil toplum örgütleri "İşçiler birleşin ölümleri durdurun", "İşçiler birliği patronları yenecek", "Kader direnen emekçilerin olacak" sloganları atarak tersane işçilerinin grevini destekledi.

İşçilerin sloganları arasında konuşan Dinç, Tuzla tersanelerinde bir vahşetin yaşandığını bu kuralsızlığa son verilmesi gerektiğini söyleyerek işçilerin 16 yıldır tersanelerde mücadele ettiğini ve seslerini duyurmaya çalıştıklarını anlattı. İş cinayetlerine karşı mücadelenin süreceğini dile getiren Dinç "Sorun sadece iş cinayetleri değil, iş kazaları, yaralanmalar ve meslek hastalığıyla da ile işzi yüz yüze. Her ne olursa olsun bu kuralsızlığa karşı sesimizi daha yükselteceğiz" dedi.

"BİZE CAHİL DEDİLER, CAHİLSEK BU GEMİLERİ NASIL YAPIYORUZ?"

Dinç TOBB'un iş cinayetlerine çözüm için çalıştığını söyleyerek şunları kaydetti:

"TOBB ölümlere el atarak çözüm üretmeye çalıştı. Ama Cumartesi günü yapılacak toplantıya Limter-İş katılıyor diye Gis-Bir katılmadı. DİSK ve Limter-İş olmadan çözüm bulunmaya çalışıyor ama çözüm bulunamaz. Bize cahil dediler, bilinçsiz dediler, bile bile intihar ettiğimiz söylediler. Cahil ve bilinçsizsek bu gemileri nasıl yapıyoruz? Asıl cahil olan tersane patronlarıdır."

Grev çalışmasının bir aydır devam ettiğini anlatan Dinç, cumartesi ve pazar günü tersane patronlarının işçilere greve katılmamaları yönünde tehditte bulunduğunu ifade ederek, "Tersane patronlarının, işçilere cumartesi ve pazar günü "Eğer pazartesi günü gelmezseniz işten atarız' tehdidinde bulunduğunu çok iyi biliyoruz. 17 Haziran'da bir tek işçi arkadaşımız işten çıkarılırsa o tersanenin önünde olacağız. Bundan sonrada iş cinayetlerine ve kuralsız çalışmaya karşı güçlerimiz birleştirmenin tam zamanıdır" diye konuştu.

"DEVLETE AİTKEN İŞ CİNAYETİ YOKTU"

DİSK Genel Başkanı Çelebi'de 15-16 Haziran direnişinin 38. yılı olduğunu anımsatarak "Yasa dışı, kural dışı işçi sağlığına ve iş güvenliğine uygun olmayan ancak burada yapılanlarla fiyaka yapan işverenlere bu cinayetleri durdurun diyoruz" dedi. Çelebi 7.5 saatlik çalışma, taşeronlaşmanın ve kayıt dışılığın son bulması gibi talepleri olduğun belirterek tersanelerin devlete ait olduğu dönemlerde bu tarz cinayetlerin yaşanmadığını bildirdi. Grev yapan işçilerin işten çıkarılma iddialarına ilişkin ise Çelebi "Bu bölgeyi onlara zindan ederiz" dedi.

"TEKSTİL SEKTÖRÜ DEĞİL, BUNA UYGUN KOŞULLAR OLUŞTURULSUN"

Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan'ın açıklamalarını hatırlatan Çelebi, "Deniz Ticaret Odası Başkanı burasının tekstil sektörü olmadığını söyledi. Biz de bunu söylüyoruz. Burası ağır iş kolu. Bunun çalışma koşularının oluşturulmasını istiyoruz" diye konuştu. Çelebi işçi ölümlerinin devam etmesinin sorumluluğunun hükümet ve Çalışma Bakanlığı'nda olduğunu söyledi.

Tersanelerin insan onuruna yakışan şekilde çalıştırılması gerektiğini söyleyen Çelebi "Sözün bittiği yerdeyiz. Marifet yapılan gemileri yüzdürmek değil. Gemileri yapanların çalışma koşullarını iyileştirmektir. Ya ölümleri seyredeceksiniz ya da bu ülkede insan onuruna yakışan bir iş ortamı yaratacaksınız" dedi.

TMMOB BAŞKANI SOĞANCI: "TERSANE İŞÇİLERİNİN YANINDAYIZ"

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Tuzla tersanelerinde yaşanan ölümlü kazaların son bulması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için Limter-İş'in başlattığı grevi desteklediklerini bildirdi.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Soğancı yaptığı açıklamada, Tuzla tersanelerinde son bir yıl içinde yaşanan işçi ölümlerinin hiçbir biçimde "kaza" olarak nitelendirilemeyeceğini vurguladı. "Sermayenin, dünya pazarında daha fazla pay kapma yarışı içinde gemi inşa sektörü üzerinde oynadıkları oyunlar, yasaları çiğneyerek işçi sağlığı ve iş güvenliğini ayaklar altına almalarına siyasi iktidar bugüne kadar kulaklarını tıkamıştır diyen Soğancı, siyasal iktidarın Tuzla'dan yükselen çığlığa kulak vermesini istedi.

Tuzla'da bilimin ve tekniğin ışığında, işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarının tümüyle hakim kılındığı bir çalışma modelinin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Soğancı, "TMMOB, Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihindeki en büyük isyan olan 15-16 Haziran olaylarının yıldönümünde bu kanlı oyuna son vermek için ilan edilen greve sonuna kadar destek verecek ve tersane işçilerinin yanında olacaktır" dedi.

AJANSLAR