İşte Ankara'nın su raporu
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanı Mustafa Ertek, 13 Haziran itibarıyla Kesikköprü Barajından gelen su ile beslenen Ankara şehir şebeke suyunun, ''İvedik Arıtma Tesislerinde gerekli arıtma ve dezenfeksiyon işlemleri yapıldıktan sonra mevcut mevzuat, AB, Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) normları dikkate alındığında, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yönden ilgili standartlara uygun olduğunun tespit edildiğini'' bildirdi.
Ertek, RSHM Başkanlığında Bilimsel Kurulun yaptığı toplantının ardından, Ankara'nın içme suyunun analiz sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
ASKİ'nin, Kesikköprü Barajının Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranlarını Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne bildirdiğini kaydeden Ertek, 8
Mayıs tarihinden bu yana Kesikköprü Barajının Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranlarının yüzde 10 ile 20 arasında değiştiğini söyledi.
Analiz sonuçlarının, Kesikköprü Barajından Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranı çerçevesinde değişeceğini belirten Ertek, bu değişimin de Sağlık Bakanlığınca yakından takip edileceğini bildirdi.
Ertek, ''13 Haziran 2008 tarihi itibari ile Kesikköprü Barajından gelen su ile beslenen Ankara şehir şebeke suyunun, İvedik Arıtma Tesislerinde gerekli arıtma ve dezenfeksiyon işlemleri yapıldıktan sonra mevcut mevzuatımız, AB, Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)
normları dikkate alındığında, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yönden ilgili standartlara uygun olduğu tespit edilmiştir'' dedi.
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanı Mustafa Ertek, Ankara şehir şebeke suyuna Kesikköprü Barajından su verilmesinden sonra da değerlerin mevzuatın belirlediği sınırların oldukça altında olduğunu bildirdi.
Ertek, RSHM Başkanlığında Bilimsel Kurulun yaptığı toplantının ardından, Ankara'nın içme suyunun analiz sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
İçme kullanma sularını da kapsayan ''İnsani Tüketim Amaçlı Sular'' ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Avrupa Birliği (AB) standartları bulunduğunu anlatan Ertek, içme ve kullanma sularının bu mevzuat çerçevesinde analiz edildiğini belirtti.
Mevzuatın öngördüğü tüm analizlerin uluslararası standartlarda, RSHM Başkanlığında yapıldığını anlatan Ertek, içme ve kullanma sularının halka sağlıklı bir şekilde ulaştırılmasından yerel yönetimlerin sorumlu olduğunu, bu faaliyetleri de Sağlık Bakanlığının izleyip denetlediğini hatırlattı.
Tüm illerde olduğu gibi Ankara şehir şebeke suyunun da sürekli olarak Sağlık Bakanlığınca kontrol edildiğini vurgulayan Ertek, mevzuat gereği
Ankara'da yılda bin 76 kontrol izleme analizi, 103 de denetim izleme analizi yapılması ve sonuçlarının il sağlık müdürlüğünce değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün belirlediği 845 odaktan düzenli, ASKİ tarafından belirlenen 660 odaktan ise günlük analizler yapıldığını bildiren Ertek, Ankara şehir şebeke suyunun analiz sonuçları ve mevzuatın öngördüğü üst limitlerle ilgili bilgi verdi.
Ertek, mevzuatın, sudaki ağır metal ve kimyasal madde limitinin sodyum oranının 200 mg/L, klorür oranının 250 mg/L, sülfat oranının 250 mg/L, arsenik oranının ise 10 mikrogram/L olmasını öngördüğünü belirtti. Kesikköprü öncesi yıllık ortalama sodyum oranının 10-14 mg/L, klorür oranının 10-13 mg/L, sülfat oranının 28-32 mg/L, arsenik oranının ise 0.5-1.5 mikrogram/L olduğunu kaydeden Ertek, Kesikköprü sonrası son 20 günlük ortalamaya göre ise sodyum oranının 38-70 mg/L, klorür oranının 46-90 mg/L, sülfat oranının 70-125 mg/L, arsenik oranının ise 2.5-4 mikrogram/L olduğunu bildirdi.
Ertek, ''Tablodan da inceleneceği gibi, Ankara şehir şebeke suyuna Kesikköprü Barajından su verilmesinden sonra da değerlerin mevzuatın
belirlediği sınırların oldukça altında olduğu görülmektedir'' şeklinde konuştu.
ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Yapılan analizlerin ''İnsani Tüketim Amaçlı Sular'' hakkında oluşturulan Bilimsel Danışma Kurulunun üyeleri tarafından da değerlendirildiğini anlatan Ertek, Ankara'da geçen yıl yaşanan su sıkıntısı sonrasında ve bu yıl Kesikköprü Barajından şehir şebekesine su verilmesi gündeme geldiğinde alınması gereken tedbirlerle izlenecek yolun bu kurul üyesi öğretim elemanlarınca da değerlendirildiğini söyledi.
Ertek, alınan kararlar çerçevesinde şu çalışmaların yapılacağını belirtti:''
-Ankara çayı ıslah çalışmalarının devamı, yaz aylarında yaşanması muhtemel sağlık sorunlarının meydana gelmemesi açısından Bakanlıkça takip edilecek.
-Ankara çayı ile tarım arazilerinin sulanmaması yönündeki Ankara Büyükşehir Belediyesinin gösterdiği hassasiyet devam etmelidir. Konu Sağlık Bakanlığınca da yakından takip edilecek.
-Su sıkıntısı yaşanan dönemde açılan riskli kuyular, bulaşma riskine karşı Belediye tarafından kapatılacak. Bu durum Sağlık Bakanlığı tarafından çok sıkı bir şekilde takip edilecek.
-Kesikköprü Barajının suyu Ankara'ya verildikten sonra da zaten var olan kontrol sisteminde aksama olmaksızın analizler yapılacak ve Ankara halkı düzenli olarak bilgilendirilecek.''
Bakanlığının laboratuvarlarının tüm illerdeki gibi Ankara'da da ileri tetkiklerle su kalitesinin takipçisi olacağını kaydeden Ertek, ''Bu itibarla Ankara'da yaşayan vatandaşlarımız müsterih olabilirler'' dedi.
Ertek, yapılacak analizlerin sonuçlarının kurumun internet sitesinden de duyurulacağını bildirdi.
KARIŞTIRMA ORANLARI
''Yazın sıkıntı yaşandığında Kızılırmak suyunun oranının artırılacağı ihtimali var. Böyle olunca oranlarda bir değişiklik olmayacak mı?''sorusu üzerine Ertek, şunları söyledi:
''Karıştırma oranı ne olursa olsun, biz düzenli bir şekilde, haftalık olarak İvedik'ten çıkan suyun analizini yapacağız. Bu analiz sonuçlarında, -ki belediye de yapıyor bu analizi ama, biz kontrol amaçlı kendimiz alıyoruz- en küçük bir risk olduğu takdirde hemen belediye uyarılacak, vatandaşlarımız da bilgilendirilecek. Bu açıdan herhangi bir endişeye gerek yok.''
''(Karıştırma oranı şu kadar olursa risk olur) diye bir ön uyarıda bulunmak mümkün mü?'' sorusuna da Ertek, şu yanıtı verdi:''Karıştırma oranı ihtiyaca göre değişebilir ve baraj suyundaki mevcut analiz sonuçları da değişken olabilir. Yani bugün 'yüzde 50 karıştırdığınız zaman bir problem olmaz' diyebilirsiniz, ama yarın sonuç değişebilir. Yani bunu önceden kestirmek mümkün değildir. Doğru olanı suyun düzenli olarak analiz edilmesi ve herhangi risk söz konusu olunca gerekli önlemlerin alınmasıdır. Ya o oranın azaltılması veya arıtma tesisinin daha da güçlendirilmesi şeklinde önlem alınabilir.''Bir başka soru üzerine Ertek, şu ana kadar yapılan analiz sonuçlarına göre kriterlerin hem içme hem de kullanma suyu için uygun olduğunu, hatta arsenik, sülfat, klorür ve sodyum oranlarının limitlerin çok altında olduğunu bildirdi.
Ertek, ''Ama, bu bugün uygun, yarın uygun olacak mıdır? Yarınki analizlerin, sürekli takip edilmesi gereken bir şeydir. Dinamik bir süreçtir. Sürekli analizlerimizi yapacağız. Hem belediyeyi, hem de halkımızı bilgilendirme, uyarma anlamında Bakanlığımızın görevini yerine
getireceğiz'' diye konuştu.
Ertek, analiz için numunelerin sadece İvedik'ten değil, değişik mahalle ve noktalardan alındığını söyledi.''Arsenik için konuşacak olursak, Kesikköprü öncesi ve sonrasında değerler arasında 1.5 kattan fazla artış olmuş. Bu risk yaratmıyor mu?'' diye sorulması üzerine de Ertek, ''AB, DSÖ ve EPA'nın belirlediği limit 10 mikrogram. Daha önce 1-1.5 mikrogramdı. Kesikköprü'den su verildikten sonra da en yüksek değeri söylüyoruz biz. Yani bundan önce 3, 2.5 değerleri de var. Ama şu ana kadar saptadığımız en yüksek değer 4 mikrogram. Bu da AB standartlarının 2.5 kat daha altında. Bunu sürekli haftalık olarak takip edeceğiz. Bir yükseklik söz konusu olduğunda anında belediyeyi uyaracağız ki böyle bir şey de beklemiyoruz'' şeklinde konuştu.
AA
Yayın tarihi: 13 Haziran 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/13//haber,F81D57FFB92E46CE949E408E0E0C56E6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.