Son dalgalanma Türkiye'yi asıl bono piyasası üzerinden vurdu. Piyasaların en sağlam ve en istikrarlı ayağı da hasar gördü. 5 ay önce yüzde 16.96'ya kadar gerileyen Hazine faizleri yüzde 22.54'e kadar yükseldi.
Faizlerin bu düzeye çıkmasında petrol şokuyla enflasyon ve faizlerin küresel bazda artacağının beklenmesi yanında siyasi belirsizlik ve yüksek itfanın da payı bulunuyor. Yani yüksek bono faizlerinde dış etkenler belli bir rol oynasa da, kendi hatalarımız da bulunuyor.
-
İtfayı iki aya yığdık- Bir kere iç borç geri ödemelerini temmuz ve ağustos ayına yığdık. Temmuzda 20 milyar YTL, ağustosda 17 milyar YTL'ye varan bir itfa bulunuyor. Burada
Hazine'nin belki kendine aşırı güvenden, belki hata yaparak veya siyasi bir müdahale ile itfaları iki aya yığması, faizlere yukarı yönlü baskı yapıyor. Geçmişte bazen tek aya yığılan itfalar olurdu, ama üst üste iki aya ve rekor düzeye varan itfayla ilk kez karşılaşıyoruz. Hazine bu yığılmaları önceden gerçekleştireceği geri alımla önleyebilirdi. Ama bunda geç kaldı.
-
Karşılıksız risk alınmaz- Hazine'nin yaptığı ikinci hata ise böyle türbülans yani belirsizliklerin arttığı dönemlerde değişken faizli, enflasyona veya piyasa faizine endeksli kâğıtlar çıkarmaya yanaşmamak oldu. Hazine yönetimi bu kâğıtlara sıcak bakmıyor. Herhalde gereksiz yere faiz yükünü artıracağını düşünüyor. Yani satıcı olarak üzerine aldığı riskin artmamasını hatta düşmesini istiyor. Ödeyeceği faizin düzeyini piyasa mekanizmasına bırakmak istemiyor.
Tabii madalyonun bir yüzünde satıcı varsa diğer yüzünde de alıcılar var. Satıcı akıllı da, alıcılar saf mı?
Hiç de değil. En az satıcılar kadar tecrübeye sahipler. O zaman
Hazine gibi ülkenin en güçlü ekonomik kuruluşunun üstlenmediği bir riski, piyasalar veya piyasadaki oyuncular neden üstlensin? Üstlenebilir mi? Böyle bir riski üstlenseler bile bunun risk primini yani ekstra faizini talep etmezler mi?
-
Zamanlama hatası- Son zamanlarda hızla yükselen faiz oranlarında bunun da bir payı yok mu acaba? Eğer faizler bu yolla yükseliyorsa sonuç yine aynı ve Hazine'nin yüksek faiz ödemesine çıkıyor. Bu durumda değişen ne oluyor ki?
- Kaldı ki, büyük itfalar öncesinde Merkez Bankası faiz artırım sürecini başlattı.
Faizlerin daha da artacağının beklendiği ortamda kim bono almak ister ki? Faizlerin artmaya devam etmesi daha önceden veya düşük faizle bono alanları zarara uğratıyor.
- Ayrıca bu dönemde kamu harcamaları artırılıyor. Gerçi dünkü beş aylık bütçe verileri belli bir iyileşmeye işaret ediyor. Ancak popülist kararların son haftalarda alındığını ve gelecek aylarda bütçeye yansıyacağını hesaba katmak gerekiyor. Siyasi belirsizlik belki de bir erken genel seçimi gündeme getirebilecek.
Yani iç ve dış riskler artmışken bir de hükümetin ve Hazine'nin hataları buna eklenirse bu durumda ancak faiz artışının devamı beklenir.
- Sonuç"Derin suda iseniz, ağzınızı kapalı tutmanın vaktidir." Sidney Goff
Yayın tarihi: 12 Haziran 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/12//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.