Çekler'in yenilgisi ile iki takımın da yükselen morali maça yansıdı.
Bu rüzgar en çok bizi etkiledi. Dört değişiklik ama aynı anlayışla sahadaydık. Üçlü forveti gerektiğinde teke indirerek oynadık. Oyun alanını daraltıp, İsviçrelilere sahalarında deplasmanı yaşatmaya başladık. Aslında iyi bir şey yapıyorduk ama maç öncesi planların tersine gelişiyordu her şey. Taktik planda İsviçre defansının öne çıkması, Arda ile Tümer'in de araya ve yerden paslarla Nihat ile Gökdeniz'i koşturması gerekiyordu. Fakat karşımızda sahasına yaslandırdığımız, yerleşmiş bir takım yarattık.
Üstüne gelen yağmur teknik oyuncularımızı etkiler diye düşünüyorduk. Rakibe de hatalar getirdi.
Tıpkı bizim defansımıza da uğraması ve ilk yarının tek golünü yaratması gibi. Biz çizgide yakalandık,
'onlar' arkaya adam kaçırdı.
İsviçre adına sahanın en iyisi üç Türk oyuncularıydı. Biz Marco'yu Mehmet yapıyorduk ama Onlar Gökhan İnler'i veya Eren Derdiyok'u bire bir oynatıyorlardı.
TURNUVAYA GERİ DÖNÜŞ İkinci yarıda beklenen değişiklikler geldi. Semih ve Mehmet'in oyuna girişi ile 4-2-4'e döndük. Üçlü forvet anlamsızlığından kurtulduk. Sahadakilerin hepsi bu anlayışın nasıl olduğunu biliyordu çünkü bir sezon boyunca oynamışlardı.
Ne Fatih Hoca'yı anlamalarına gerek kaldı, ne de birbirlerini Hırslarını ortaya koydular, rakibin şaşkınlığı içinde topu yere indirip, dikine paslarla oynamaya başladılar.
Semih hücumda pas noktası olurken, Nihat etrafında dolaşıp, yüzünü kaleye döndürmenin çarelerini arıyorlardı. İkisinin birbirini gördüğü anda beraberliği yakaladık.
Turnuvaya tekrar geri döndük. Bu gördüğümüz mücadele ve istek içinde eski umutlarımıza yeniden kavuştuk.
Milli Takımımızı kaybederken, yeniden bulduk. Umarız Fatih Hoca da bundan sonra inadını kırar, kendi milli takımını cebine koyup, bizimkini bize geri verir.
Yayın tarihi: 12 Haziran 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/12//haber,B019A8CC3F3A45C39E5D9EDFCAB39184.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.