Hülya Avşar, programına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı çıkartarak, yılların gazetecilerini hasetten çatlatıverdi. Avşar'ın siyasi ve sosyal konulardaki bilgi ve deneyim eksikliği "dezavantaj" gibi görülse de, Avşar bunu "avantaja" dönüştürmesini bildi. Her kritik sorusunun başında "Cehaletimi mazur görün, ben politika yazarı değilim, sıradan bir vatandaş olarak soruyorum" deyip, "Sizce Türkiye'yi şeriat tehlikesi bekliyor mu?" gibi kimsenin sormaya cesaret edemediği en can alıcı soruları "dank" diye soruverdi. Yine de Hülya ayağını frenin üzerinde fazla tuttu. Biraz daha cesur olabilse, ortaya yıllarca konuşulabilecek bir söyleşi çıkabilirdi. Başbakan Erdoğan ise halka "direkt" ulaşabileceği bu farklı mecrayı yeterince değerlendiremedi. Duygusal yönünü ortaya koymakta çekingen davrandı. Oysa Hülya Avşar'ın izleyicileri bunu "zayıflık" değil, "insanlık" olarak algılayıp, kendisini siyasi primle ödüllendirecekti. Yine de Başbakan'a naçizane önerim, bir türlü istenilen oranda izlenmeyen "İcraatın İçinden" programlarını bundan böyle Hülya Avşar'ın stüdyosundan sunması...
Yayın tarihi: 11 Haziran 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/11/gny/haber,2D9B07CC603E49E0A4AF2B2F164BEA9B.html
Tüm hakları saklıdır.