Tek tek değil topluca öldürün'

Tuzla'da Selahattin Arslan Tersanesi'nde önceki gün çalışırken üzerine düşen 600 kiloluk ambar kapağının altında feci şekilde can veren 35 yaşındaki İhsan Turhan'ın cenazesi Darıca'daki Nenehatun Özbay Camisi'nden kaldırıldı. 3 yaşında Tuğba ve 2 yaşındaki İbrahim isminde iki çocuğu olan Turhan'ın yakınları basın mensuplarına tepki gösterdi. Turhan, ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Darıca'da toprağa verildi. İşçi ölümlerinin önüne geçilmesi için henüz bir adım atılmaması üzerine 16 Haziran'da grev kararı alan Limter-İş sendikası dün de Selahattin Arslan Tersanesi önünde basın açıklaması yaptı. Limter-İş Genel Sekreteri Bayram Kaygısız, Turhan'ın normalde izinli olması gereken günde çalışırken hayatını kaybettiğini hatırlattı. İşverenlerin, kendilerinin tersanelerin kapatılması için uğraştığını iddia ederek propaganda yaptığını anlatan Kaygısız, "Onlar 'dış mihraklar' diyor, biz 'insanca çalışma koşulları.' Onlar 'bölücü sendika' diyor, biz 'ölümleri durdurun.' Her gün teker teker ölmektense greve çıkarak, 'hepimizi öldürün' diyeceğiz. İşçiler ilk defa ölmemek için greve gidiyorlar" dedi. Kaygısız, ölen işçilerden Murat Çalışkan'ın 3 yılda sadece 154 günlük sigorta priminin yatırıldığını söyledi. Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç de tersanelerin kapatılmasından yana olmadıklarını, sadece yürürlükte olan "Tersanelerde Ağır ve Tehlikeli İşkolu Yönetmeliği" nin uygulanmasını istediklerini belirtti. Dinç, "Biz çözüm önerileri sunuyoruz. Onlar Çin'i, Bangladeş'i örnek gösteriyor. Biz de diyoruz ki, 'Bizi öldürün, o ülkelerden işçi getirin'. İşe giderken sanki toplama kampına gidiyorlar" dedi.