Geçtiğimiz haftayı Adana Altın Koza Film Festivali'nde geçirdim. Sinema dünyasında ne kadar dedikodu varsa öğrendim. Bence bunların en heyecanlısı, Mahsun Kırmızıgül'ün yeni filminin öyküsü. Ancak ona geçmeden önce Mahsun ve Altın Koza hakkında bazı saptamalar yapmak gerek... Mahsun, geçtiğimiz haftayı, Altın Koza'da ödül alma beklentisi ile geçirdi. Biz bile basın olarak, hiç değilse, tamamı halktan oluşan 'Özel Halk Jürisi Ödülü'nü almasına kesin gözüyle bakıyorduk.
JÜRİ ZAN ALTINDA Ama olmadı; halk jürisi oyunu Çağan Irmak'ın 'Ulak' filminden yana kullandı. Bu karara çok bozulan Kırmızıgül, sinirli hareketlerle ayrıldı tören bittiğinde. Ardından da eşyalarını çabucak toplayıp, kendisinin ilk uçağa yetiştirilmesini istedi festival yetkililerinden... Dün de tüm gazetecilere, 'Beyaz Melek' filminin yapımcısı Murat Tokat tarafından zehir zemberek bir e-posta yollandı. Tokat, hayatında böyle bir gece yaşamadığını, ödülün en büyüğünü halktan aldıklarını söylüyor. Büyük bir haksızlığa uğradıklarının altını çizerek, "Yapılanlar haksızlığın da ötesinde kepazeliktir" diyor ve ekliyor: "Yapılan, 2007'nin en çok izlenilen filminin büyük başarısının içlerine sinmeyişidir. Amerika'dan iki ödül alan ve bu anlamda tek Türk filmi olan 'Beyaz Melek'in kıskanılmasıdır." Türkiye'de yapılan festivallerin, 'resim sineması'na ödül vermesini eleştiren yapımcı; "200- 300 plan ile çekilen bu filmlere verilen ödüller maalesef halk tarafından anlaşılmıyor. Seçilen jüri, Adana Altın Koza film festivaline gölge düşürmüştür" diyor. Dahası Murat Tokat, kendi gişelerinden, Kültür Bakanlığı Sinema Destek Fonu'na kesilen paraları da geri isteyeceklerini belirtiyor. Eminim Tokat, sakinleştiğinde çok üzülecektir bu söylediklerine... Ekibin ne kadar üzüldüğü, nasıl bir hayal kırıklığı içinde olduğunu anlamak çok kolay. Ancak ödül alamamak; bir film yapımcısının, hem organizasyonu hem de Ezel Akay, Sırrı Süreyya Önder, Derya Alabora, Murat Özer gibi her biri sinema anlamında güvendiğimiz ve kişiliklerine saygı duyduğumuz jüri üyelerini zan altında bırakacak bu denli sorumsuzca laflar etmesini gerektirmiyor. O gece kimse kimsenin haysiyetiyle filan oynamadı. Amerika'da ödül kazanmak, Altın Koza'da ödül kazanmanın garantisi değildir. Ayrıca ödül kazanan rakipler hakkında 'resim sineması' filan gibi benzetmeler yapmak da çok ayıp olmuş. Bazen kaybetmeyi de bilmek gerekiyor. Tabii eğer ödül kazansalardı jüri bir anda şahane bir jüri olacaktı herhalde... Bu arada Tokat'ın festivallerin gişe filmlerine bakışı ile ilgili bazı saptamalarına katılmamak mümkün değil.
FİLM MEZRADA GEÇECEK Mahsun'un yeni film projesine gelince... Mahsun bu kez Güneydoğu'nun bir mezrasında yaşayan üç kardeşin hikayesini anlatacakmış. Bu kardeşlerin biri asker, biri terörist ve biri de ayağını mayına kaptırmış olacakmış. Güneydoğulu bir yönetmenin gözünden orada yaşananların nasıl görüneceği gerçekten merak konusu. Ancak bu aynı zamanda o kadar riskli bir hikaye ki Mahsun iki tarafa da yaranamayabilir. Belki de bugüne kadar kimsenin söylemeye cesaret edemediği şeyleri söyleyip hepimizi şaşırtır.l
Bugünkü Tüm Yazıları
Mahsun'un riskli, yeni Güneydoğu projesi
Yayın tarihi: 10 Haziran 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/10/gny/gulsan.html
Tüm hakları saklıdır.