Pazar SABAH'ta bu hafta röportaj konuğumuz 'Recep İvedik' filmiyle izlenme rekorları kıran, Türk Sineması'nın en çok izlenen filmleri listesinde zirveye oturan Şahan Gökbakar'dı. Her zaman olduğu gibi uzun sohbet sayfalara sığmadı. İşte o röportajın devamı...
* Hep komedyen mi olmak istediniz?
Evet.
* Hep televizyonda mı komedyenlik yapmak istediniz?
Evet.
* Herhalde insan bir sabah uyanıp 'Ben komedyen olayım' demiyordur! Nereden aklınıza geldi bu işi yapmak?
Öyle olmuyor tabii. Tiyatrocu olmak istedim ama sonra baktım ki tiyatroda çok ciddi bir durum var. Ben ciddi olunan yerlerde duramıyorum, sıkıntı yapıyor bende! Mesela Cüneyt Gökçer yürüyor, herkes duruyor. Bir anda Çetin Tekindor geliyor, babalar yani hepsi! Tiyatronun babaları. Bir hoca giriyor, 'Tiyatro bir mabettir' diyor, biri 'tiyatro insana insanla anlatma sanatı' falan gibi beylik laflar söylüyor. Sıkıldım ve 'ben şovmen olacağım, televizyona geçeceğim' dedim. Sınıf arkadaşlarıma da dedim ki -hala beni gördüklerinde 'Sen ne biçim adamsın' derler- ben 2002 yılında okulu bitiririm, 2004 yılında ünlüyüm, 2005 yılında büyük patlama yaşarım, 2007'de de artık kopup giderim!
* Hadi canım!
Yemin ediyorum sana. İstiyorsan arayayım şimdi, konuşturayım.
* İdolünüz Cem Yılmaz mıydı peki?
İdolüm değil de, Cem Yılmaz'ın yaptığı mizahın bana çok büyük bir açılım fırsatı verdiğini düşünüyorum. 95'ler, 96'lar Cem Yılmaz'ın ilk başladığı yıllar, altı-yedi kere gitmiştim ilk oyununa, çok eğlenmiştim. 'Bu nasıl bir şey acaba, bir insan nasıl iki saat tek başına konuşur sahnede, nasıl durur, nasıl yapıyor' demiş, bütün o hareketlerini gözlemlemiştim.
* Ama siz stand-up yapmayı tercih etmediniz...
Etmedim. Çünkü hep kıyaslama yapılacaktı; bizim toplumda 'hepsine gülelim' durumu yok. O mu daha iyi, bu mu, bu daha iyi falan...
* 'Televizyondan bir süre uzak kalacağım' demişsiniz. Televizyonda itilip kakılınca küstünüz mü?
Televizyonda her hafta bir şey yapmam gerekiyor. Her hafta bunun için çabalayıp o haftanın sonunda "Yine kendini tekrar ediyor" gibi yorumlar duyunca üzülüyorum, çıldırıyorum. Sinema iyi hissettirdi bana kendimi, başka bir değeri var çünkü. Şimdi benim o televizyon programının kasetlerinin üzerine kimbilir belki de Demet Akalın konserleri çekmişlerdir, anlatabiliyor muyum. Sinema kalıcı, ben 50 yaşına da gelsem bu film hala var olacak.
Bugünkü Tüm Yazıları
Arkadaşlarıma 'Ben 2007'de kopar giderim' demiştim...
Yayın tarihi: 9 Haziran 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/09/gny/sever.html
Tüm hakları saklıdır.