kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
- Geçen gün tesettür defilesinde birtakım mankenler başını örtüp podyumda yürüdü, sözde dindar erkekler de dizilip bir güzel izledi. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
- Bunu sizden çok daha fazla söylüyorum. Şimdi böyle bir defile, kutsal İslam kavram ve değerlerini ticarete alet etmektir. İslam'ın kabul etmediği bir şekilde alet etmektir.

- İslam neyi kabul etmiyor önce onu söyler misiniz?
- Efendim İslam; birtakım genç, güzel, endamlı, seksi boyutu veya katsayısı yüksek genç hanımların başlarını örtüp, podyumlarda çat çat çat, pat pat pat yürümelerini, birtakım erkeklerin de zevk ve haz ile bunu seyretmelerini kabul etmez.

- Zamane Müslümanları niye böyle peki söyler misiniz?
- 'Müslümanların yaptığı her şey İslam'a uygundur' diyemeyiz. Bu tesettür müessesesi tabii ki ticaret için birtakım kıyafetler üretebilir ama mayo teşhir etmiş mankenlere bunu giydiremez. Hakiki tesettür de değil bunlar ama büyük reklamlarla, birtakım erkeklerin iştahlı bakışları önünde bunun teşhir edilmesini bir Müslüman olarak hoş görmüyorum. İslamiyet böyle bir tesettürü ve böyle bir tesettür defilesini kabul etmez!

- Bunu yapanlar gerçek dindar sayılır mı?
- Kimsenin dinine, imanına taş atmayalım ama bu devirde gerçek dindar kaldığını pek zannetmiyorum. 2008 yılının Müslümanları işte bu kadar dindarız!

- 2008 model Müslümanlar nasıldır peki?
- Müslüman balık gibidir...

- Ne demek o?
- Her balık kendi suyunda yaşar. Tatlı su balığı vardır, Kızıldeniz balığı vardır, Kuzey kutbuna yakın buzlu sularda yaşayan balıklar vardır. Şimdi Müslüman sosyolojik bakımdan, siyasi bakımdan, iktisadi bakımdan doğru dürüst bir İslami ortamda kendi hayatını yaşayabilir ancak. Bir Müslümanı çıkarttınız Vatikan'a bitişik bir yere getirdiniz, yahut Katolikliğin, Budizmin, Yahudiliğin çok hakim olduğu bir yere... Orada İslam'ı yaşamaya çalışır ama bu su değişikliği yüzünden bocalar. 2008 Müslümanlar'ı da Türkiye'de bir yığın içten ve dıştan engellerle karşı karşıyalar. Çocuklarını istedikleri gibi yetiştiremiyorlar, kızlarını başı kapalı okutamıyorlar. Yahut adam bir yerde memurluk yapıyor, namaz kılamıyor.