kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Haziran 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Halit Refiğ

'Devlet Ana' olayı bana çok acı verdi

Usta yönetmen Halit Refiğ, 1999 yılında bürokrasiye yenilen 'Devlet Ana' projesi yüzünden çok rahatsız olduğunu itiraf etti: Proje sürüncemeye girdi, o süreç bana çok büyük acı verdi..
Ünlü yönetmen Halit Refiğ, son yıllarda neden ortalarda pek fazla gözükmediğini Sky Türk'te yayınlanan 'Bildiğin Gibi Değil' programında açıkladı. "Oldukça acı veren bazı tecrübeler yaşadım. Bütün meslek hayatım boyunca benim için en rahatsız edici, en acı verici olay 'Devlet Ana' olayıdır" diyen Refiğ, 1999 yılında Başbakan Bülent Ecevit'in talimatıyla başlayıp, bürokrasiye yenilen filmin neden çekilmediğini Şirin Sever ve Ali Saydam'a anlattı:

* Kültür Bakanı İstemihan Talay Bey aradı. Bir hükümet kararı alındığını ve Kemal Tahir'in 'Devlet Ana' romanının Osmanlı'nın kuruluşunun 700. yılı dolayısıyla filme çekilmesini üzerinde düşünüldüğünü, bu filmi yapmamı istediklerini söyledi.

SEVİNÇLE GİTMİŞTİM


* Büyük bir heyecan, sevinçle Ankara'ya gittim. Bülent Bey beni Başbakanlık'ta kabul etti. Devletin adeta 'Yorgun Savaşçı' olayından sonra Kemal Tahir ve bana karşı bir barış ve yeniden onurlandırma durumuydu sanki. Filmin Mimar Sinan Üniversitesi'yle yapılmasını teklif ettim, Ecevit bunu hemen kabul etti.

* Başbakanlık adına Hüsamettin Özkan ile o tarihteki Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Tamer Başoğlu arasında protokol imzalandı. Hükümet hazırlıkların başlaması için 1 milyon dolarlık başlangıç yatırımı üniversitenin kasasına yatırıldı. Bu noktadan sonra rezalet başladı.

GÖRÜLMEMİŞ BİR TELİF!


* Rezaletin başlangıç noktası Kemal Tahir Vakfı'nın telif talebiyle oldu. Kemal Tahir Vakfı ve onun temsilcisi, dünya sinema tarihinde rastlanmamış bir telif teklifinde bulundu: Maliyetin yüzde 10'u! Böyle bir şey imkansız, maliyetin tespit edilebilmesi için senaryonun çıkması, senaryonun çıkması için de telif hakkının alınması lazımdı.

* Bir yıla yakın bir zaman bu konuda temaslar devam etti, çözüm Türker İnanoğlu sayesinde bulundu. Bu sefer 'Filmin mali sorumlusu kim olacak, harcamaları kim yapacak?' soruları ortaya atıldı. Bir yıl da bu sürdü. Fakat ben sonu hissediyordum.

*
O sürünceme bana korkunç bir acı verdi. Sonunda Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ı aradım. "Çok utanç içindeyim, büyük bir utanç içindeyim" dedim ve film yattı.