İşe Hıncal Uluç ve Pakize Suda da karıştı

SABAH gazetesi köşe yazarı Hıncal Uluç, 3 Haziran Salı günü kaleme aldığı yazısında, katliamı kınayanları eleştiriyor ve; "Siz olsaydınız ne yapardınız?" diye soruyordu: "Bir kuduz köpek var ortada, bebeği ısırmış. 5 bin 500 köpek de sokaklarınızda başı boş dolaşıyor... Vaktiniz de yok, yörenizde yaşayan insanları kuduzdan, ölümlerin en fecisinden kurtarmak için... Ne yapacaksanız en hızlı şekilde yapmak zorundasınız... Ne yapardınız?.. Kıyamet koparanlardan biri, bir teki bana anlatsın, aynen köşeme koyacağım... Asıl soru başka... 5 bin 500 sokak köpeği, Antalya'nın sadece bir beldesinde yaşıyor... Ne demek bu? Dünyanın hangi uygar ülkesinde, binlerce köpek sokaklarda başıboş dolaşıyor..." 5 Haziran Perşembe günü ise Hürriyet gazetesi yazarı Pakize Suda, "Ben yetkili olsam..." diyerek köşesinden Uluç'a yanıt verdi: "Ben yetkili olsam, o sokak köpekleri kısırlaştırılmış, (o zaman sayıları 5 bin 500'e varmazdı) aşılanmış, numaralanmış, semtlerindeki hayvanseverlerin gözetiminde 'sokak sakinlerinin köpeği' olarak yaşıyor olurlardı. Yahut doğru dürüst bir barınakta sahiplenilmeyi bekliyor olurlardı. Yani ben yetkili olsam, çare bulmak için bir çocuğun ısırılmasını beklemez, zamanında işimi yapardım. Ben yetkili olsam, aklıma gele gele 'en ilkel çözüm' gelmezdi." Yazısında Hıncal Uluç ve onunla aynı fikirde olanların 'önce insan' dediklerini belirten Suda, "Biz otomatikman 'önce hayvan!' demiş oluyoruz bu durumda. Asla böyle değil oysa. 'Hayvanların DA yaşamaya hakkı var,' diyoruz sadece. Ama onlar ne kadar büyük yazarsak yazalım o 'DA'yı ısrarla görmek istemiyorlar," diyor.