kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Sensörlü kâğıt havlu makineleri hiç pratik değil.

Sensörlü ıstırap, vestiyerde kuçu, arabanın arka koltuğu...

l Siz de sensörlü ışığı olan tuvaletlerde maymuna dönüyor musunuz? İçeri girersiniz ışık yanmıyordur, eller havaya. Ellerinizi yıkarken pat ışık söner, bir adım sağa, iki adım sola. Tuvalet kabininde hareketsiz kaldığınız an zifiri karanlık. Eller yine sağda solda. Sürekli bir 'hallelujah' durumu. Tasarruf filan tamam da bir tuvalet ziyaretinde bu kadar efor fazla değil mi? Peki ya sensörlü kâğıt havlu makineleri? Şimdilerde kafelerde, barlarda bu makineler pek revaçta biliyorsunuz. Kimse kusura bakmasın, hiç pratik değiller. Bir kere tutukluk yapıyorlar. Gözünüz sürekli kırmızı ışıkta. "Yanacak mı, yanmayacak mı; çıkacak mı, çıkmayacak mı?" Sonra kimisinde kâğıtlar yarım boy, kimisinde aşırı uzun. İsraf ile yetersizlik arasında gidip geliyor. Ama bundan daha fenası, orta yan tarafındaki küçücük delikten tuvalet kâğıdı çıkan şeffaf mavi kutular. Ucu bir içeride kaldı mı, işte bittiğiniz an. Bir de otomatik sabunluklar var. O kadar bol miktarda sabun akıtıyor ki, ben avcumun içine ismimin baş harfini yazıyorum.
* Daha önce görmüştüm, vestiyere köpek bırakıp eğlenmeye devam edenleri... Yine rastladım. En fazla iki aylık dünya tatlısı bir cocker'dı. Vestiyerde zıplayıp duruyordu. Sahibi de barda içkisini yudumlamaktaydı. Sonra çıkışta tantunicide, sahibinin kucağında tantuni yiyenleri seyrediyordu.
* Bir arkadaşım Julio Iglesias deyince arabanın arka koltuğunu hatırladığını söyledi. Tatile giderken, önde anne-babası. Adam geldi kaç yaşına, 7'den 70'e hepimizin hafızasında yeri var. Bu akşam Ankara Anadolu Gösteri Kongre Merkezi'nde bir konser veriyor.