Piksel piksel güzelleştirir

Pascal Dangin'in adını daha önce büyük olasılıkla hiç duymadınız ama muhtemelen gün boyunca dergilerde, gazetelerde, reklam panolarında gördüğünüz fotoğrafların büyük bölümü onun elinden geçerek yayımlanıyor. New York'ta 14. Cadde'de bir şirketi olan Dangin'in ne kadar etkili bir isim olduğunu anlamak için şunu söylemek yeterli: Vogue dergisinin mart sayısındaki 144 konu fotoğrafı, aralarında Estee Lauder, Gucci ve Dior'un da bulunduğu 107 reklam 36 özel moda fotoğrafı ve derginin Drew Barrrymore'lu kapağı da onun hünerli dokunuşlarıyla son halini almış. Dangin bir fotoğrafçı değil, onu tanımlamak için "fotoğraf cerrahı" demek daha doğru olur. Aralarında Annie Leibovitz'in de bulunduğu dünyaca ünlü fotoğraf sanatçıları, çektikleri fotoğrafları yayımlatmadan önce ona teslim ediyor. Dangin de Adobe Photoshop programının başına geçiyor, özel filtreler ve efektler kullanarak piksel piksel bu fotoğrafların üzerinde oynuyor.

CERRAH GİBİ ÇALIŞIYOR
Tıpkı bir plastik cerrah gibi, Dangin fotoğraftaki modelin kusurlarını görüyor ve istenen etkiyi yaratmak için faresine davranıyor. Amaç reklamverenin, sanatçının veya dergi editörünün istediği duyguyu verebilmek. Reklam fotoğrafçılığının insanlara ideal bir güzellik sunduğunu söyleyen Dangin, her tür kusuru ortadan kaldırdığı gibi fotoğraflardaki kusurların mükemmel olmasını da sağlayabiliyor. Örneğin Dove firmasının "vücudunuzu sevin" mesajlı kampanyasında reklamlarda pek az kullanılan kilolu kadınlarının tenleri, Dangin'in filtreleriyle doğru renge bürünmüş. Süpermodellerin kalçaları, göğüsleri, sırtları, saçları ve yüz çizgileri de Dangin tarafından itinayla düzeltiliyor. Geçtiğimiz aylarda Kate Moss ve Andy Roddick gibi yıldızlar Dangin'in yaptığı işlere itiraz etmişti. Çünkü modellerin vücutlarında yaptığı değişimler, modellerin kendileri tarafından dahi garipsenmiş, ünlü tenisçi Roddick: "Kolumda böyle bir dövme olduğunu bilmiyordum!" diyerek Dangin'in fotoğraf üzerinde yaptığı değişikliklerle alay etmişti.

ESKİ KUAFÖR
Pascal Dangin kariyerine Paris'te 15. bölgedeki isimsiz bir kuaför salonunda kadınların saçlarını şampuanlayarak başladı: "O günlerde bir insanın hayatını çok kısa bir süre içinde çözmem gerekiyordu, 15 saniye içinde müşterim nerede yer, ne içer, ne giyer, evli mi değil mi... bunları öğrenmem gerekiyordu. Saç bir insanda yapılacak en önemli değişikliklerden biri. Ben zaten hayatın her alanına üzerinden geçilecek şeyler olarak bakıyorum. Makyajlar, elbiseler, varlığınızın aksesuarlarıdır, nasıl görünmek istediğinizi ifade ederler." Ailesiyle birlikte Korsika'da yaşayan Dangin'in iki kız kardeşi vardı, bahsetmekten hiç hoşlanmadığı zor bir çocukluğu oldu. Büyükbabası ise ufak bir yayınevine sahipti, burada politik broşürler basıyordu. Dangin de matbaada takılmaktan hoşlanıyordu.

ASKERDE CHANEL
14 yaşında evden ayrılan Dangin, tam Paris'te kuaför hayatına alışırken askere çağrıldı. Zorunlu askerlik henüz kaldırılmadığı için Dangin istemeye istemeye askere gitti, üç ay boyunca askerdeki boş zamanlarında Coco Chanel'in biyografisini okudu. Onun karakterine hayran kalmıştı. Askerlikten kurtulup Paris'e döndü. Kuaför salonunda çalışıyor, her gün, bir zamanlar Ernest Hemingway'in uğrak mekânı olan Cafe Flore'da oturup International Herald Tribune gazetesi okuyordu. Böylece İngilizcesini ilerletiyor ve Amerika'ya gitme hayalleri kuruyordu. 1989 yılının ocak ayında, Paris'ten New York'a giden uçağa bindi. New York'ta fotoğraf makineleri ve bilgisayarlara hayran bir genç olarak gezinen Dangin'in bir arkadaşında zamanın güçlü bilgisayarı Mac Quadra vardı ve onun evine gidip bu bilgisayarı kullanıyordu. En sonunda kendisine bir Toshiba dizüstü bilgisayar aldı. Kendi kendine Photoshop öğrendi ve bu işin ustası oldu. Dangin, görselliğin hükmettiği dünyamızın sihirbazlarından biri. Box isimli şirketinde, yanında programcılar ve 'genç piksel ustaları' çalışıyor. Onu editörler ve sanatçılar arasında bu kadar popüler kılan özelliği, çok iyi bir gözü olması: Bilgisayar ustalığından çok, kusurları görmekteki başarısı onu olduğu yere getirmiş. Bir daha bir dergide Londra'daki bir sokakta karşıdan karşıya geçen Kate Moss manzarasıyla karşılaşırsanız bir daha düşünün.