Baykal: AKP röntgencilik yaptı
Memleketi Antalya'da konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iktidarı röntgencilikle suçladı. CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile Vali Ali Serindağ arasındaki konuşmaların basına yansımasından dolayı iktidarı suçlayan Baykal, parti genel merkezlerinin dışarıdan dinlendiği iddiasında bulundu. Baykal, kastettiği konunun kesinlikle bir telefon dinlemesi değil, ortam dinlemesi olduğunu belirterek, bu imkanın da güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu söyledi. Baykal, dinleme olayının gensoru ile Meclis'e taşıyacaklarını söyledi.
Antalya'ya gelen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, havalimanına indikten sonra turizmcilerle buluştu. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmenin ardından Değirmenönü'nde restore ettirilen alanı gezen Baykal daha sonra gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile Vali Ali Serindağ arasında geçen konuşmaların telefon dinlemesi değil, ortam dinlenmesi olduğunu iddia eden Baykal, iktidarı röntgencilikle suçladı. CHP Genel Sekreteri'nin 10. kattaki odasını dinleme imkanına yalnızca güvenlik güçlerinin sahip olduğu iddiasında bulunan Baykal, ABD Başkanı Nicson döneminde ortaya çıkan Watergate skandalı ile benzerlik kurduğu olay hakkında, "Türkiye'de yaşanan olay ondan kesinlikle fazladır, az değildir. Watergate'den daha ağır bir ihlalle karşı karşıyayız. Bu durumu hep birlikte tespit ettik. Cuma günü söz konusu olan bu görüşme yapılıyor, pazartesi günü bir gazetenin manşetinde. Herkesin gerçekleştiremeyeceği bir dinleme. Bu telefon dinleme değil, ortam dinleme. Bu yapılıyor. Bunu yapanlar hemen yandaş bir gazeteye servis yapıyorlar. Bu ilişkinin de sorgulanması lazım. Devletin güvenlik güçlerinin kimlerle nasıl irtibat içinde, ilişki içinde olduğu, kimlere servis yaptığı, devletin onlara emanet ettiği yetkiyi, kudreti, teknolojiyi nasıl özel amaçlar için kullandığı böylece ortaya çıkmıştır. Bu da fevkalade vahim bir tablodur. AKP iktidarında çok şey gördük de devletin röntgencilik yaptığını görmedik. AKP iktidarı sayesinde bir röntgenci iktidarla da karşı karşıya geldik. Demokrasi şeffaflık dürüstlük hukuk rejimidir ama gizli gizli röntgencilik yapılan rejim değildir. Röntgencilik yapanlar demokratik bir anlayışın içinde kesinlikle değerlendirilemezler." diye konuştu.
SAV'A SAHİP ÇIKTI
Önder Sav'ın telefonunu açık unuttuğu ve içeride kendisine yönelik ifadelerle bulunduğu yönündeki iddiaları da kabul etmeyen Deniz Baykal, "Bunların hepsi boş laf. Hiçbir geçerliliği yok. Yakında hepsinin ne olduğunu görürüz. Bunların hepsi çırpınışlar... iktidar bir bataklığın içinde çırpınıyor." değerlendirmesinde bulundu.
HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ
Dinleme olayının üstüne gideceklerini ve konuyu gensoru ile Meclis gündemine getireceklerini de ifade eden Baykal şunları söyledi: "Herkes görevini yapıyor. Biz anayasa içindeki demokratik hak ve yetkilerimizi kullanıyoruz, düşünce ve kanaatlerimizi ifade ediyoruz. Bugün vahim bir olay yaşanmıştır bu olayın sorumlusu hiç kuşku yok ki bugünkü iktidardır. Bugünkü iktidarın sorumluluk alanı içinde bu olay yaşanmıştır. İktidarın görevi herkesin anayasal haklarını güvence altına almaktır. Ana muhalefet partisinin hukukunu korumak, ona sahip çıkmaktır. Bunun tam tersi olmuştur. İktidar vatandaşın hukukunu koruyamamıştır. Bu bir alışkanlık haline gelmiştir. Bunun sorumlusu bu iktidardır. Bizim görevimiz bunu anlatmaktır. Biz gensorumuzu veriyoruz."
ATALAY'I MUHATAP KABUL ETMEDİ
Deniz Baykal, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın "Beni CHP bakan yapmadı" şeklindeki sözlerini ise "Biz zaten onunla meşgul değiliz. Onu oraya tayin edenle meşgulüz. Onun istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz, onun oradan uzaklaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz onunla bu tartışmayı yürütüyoruz. Bizim muhatabımız İçişleri Bakanı falan değil. Onu oraya tayin eden, onu oraya getiren, kullanan zihniyettir. Onunla uğraşıyoruz."
BABACAN'A, "KAFAN'DA NE VAR?"
Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmaya da değinen Deniz Baykal, "Türkiye'de sadece azınlıkların değil, Müslümanların da baskı altında olduğu"nun söylendiğini aktararak, "Bu açıklama gerçekten vahim bir anlayışı ifade ediyor." dedi.
Ali Babacan'ın sözlerini anlamanın mümkün olmadığını kaydeden Baykal, "Dışişleri Bakanı Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye'de Müslümanlar da baskı altında diyor. Bunu anlamak mümkün değil. Bunun altında ne yatıyor? Bunun altında yabancılara yaranma anlayışı mı yatıyor? Türkiye Dışişleri Bakanı yabancıların Türkiye'ye yönelik haksız suçlamalarına destek vermek için Türkiye'yi bu kadar ağır bir suçlamaya maruz bırakmayı içine nasıl sindiriyor. Dışişleri Bakanı'nın acaba kafasında farklı bir İslamiyet anlayışı mı var? 70 milyonun Türkiye'de yaşadığı İslamiyet'ten başka bir İslamiyet anlayışı kafasında var da o yaşanmıyor diye mi şikayetçidir? Eğer olay bu ise o zaman çok vahim bir manzara ile karşı karşıyayız." diye konuştu. Baykal, açıklamalarının ardından gün boyu Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in kullandığı araç ile havalimanına geçti. Baykal, burada kendisini bekleyen helikoptere binerek Mersin'e hareket etti.
Yayın tarihi: 30 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/30//haber,80F1F227ABA9456FB1A6C533D1271071.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.