Ailecek Hollanda'ya taşınıyoruz

- İkinci çocuk ne zaman?
- İkinci yok.

- Niye?
- Biraz daha erken yaşlarda olsaydı kesin isterdim bir tane daha. Ama şimdi göze alamıyorum. Eşim Sarp'ın iş nedeniyle Hollanda'ya taşınma durumumuz var. Bizim için yeni bir başlangıç olacak. Salı günü gidiyor, bir-iki gün sonra da biz gidip gelmeye başlayacağız. Sonra Nehir'in bir sene okul öncesi eğitimi var. Okula Hollanda'da başlayacak. 40'ımdan sonra yeni bir macera, çok hoş.

- Anne olduktan sonra kocayla aşk yine eski tadında devam ediyor mu?
- Ediyor tabii. O benim en büyük yardımcım. Nehir bir buçuk yaşına gelene kadar Sarp bana çok yardımcıydı. Sonra iş yaşamındaki yoğunluğu yüzünden performansı biraz düştü, zaman zaman tahammülü azalıyordu, Nehir'e karşı. İşim olduğu zaman 'Nehir'le sulu boya yapalım' demek yerine TV karşısında motor yarışı seyretmeyi tercih ediyorlar. Valentino Rossi'yi ben tanımazken Nehir tanıyordu. Bu iş zaten annede bitiyor. Sarp şimdi Hollanda'da. Birazcık ayrılık acısı çöktü içimize ama yakında babamıza kavuşacağız. Aşk bütün hızıyla devam ediyor. İki yıllığına Hollanda'dayız. Kendime yatırım yılları olarak bakacağım bu yıllara. İşte İngilizce kursu, oradan Almanca kursu. Kendimi biraz eğitip, belki orada 'gerçek ben'i keşfederim.

- Gerçek beni keşfetmek?..
- Meslek hayatı beni hayat içinde biraz yavaşlatmış. Özellikle Nehir doğduktan sonra onun etrafında yaşamaya başladım. Dört seneyi rafa kaldırmıştım, dadısız, bakıcısız. Şimdi artık o dört seneyi yerine koyacağım. Kaldığım yerden devam edceğim.

- Kendi annenizle sizin anneliğinizi karşılaştırdığınızda en temel fark ne sizce?
- Annem bana her şeyi izah etmezdi. Süper bakım, süper gıda gibi temel ihtiyaçlarıma daha çok önem verirken, hayatla ilgili çok şey anlatmadı bana. Keşke üniversite eğitimimde daha ısrarcı olsaydı mesela, biraz kendi halime bıraktı beni. Nehir'e her şeyi anlatıyorum. Mesela 'regl olmayı' Nehir bu yaşta biliyor. 'Annenin Orkid'li günleri başladı,' diyor. Bunun son derece normal olduğunu, bütün kızların yaşayacağını, o yaşa gelince, 'Çetemize hoş geldin,' diyeceğimizi anlattım. Özgüveni çok yüksek bir çocuk olarak büyüttüm Nehir'i. Ancak annem beni bu konuda maalesef biraz eksik bıraktı.

- Nehir'i bize nasıl anlatırsınız?
- Hamileliğimde belliydi, uyumlu bir bebek olacağı. Beni hiç üzmeyen, sorunsuz, çok iyi bir çocuktur. Her şeyi izah edince, yapıcı ve pozitif davranınca, çocuklar da öyle oluyor sanki... Kinci değildir. Çok aklı başındadır. Babasından çok, bana düşkün. En hoşuma giden şey ise, Nehir'in bütün arkadaşlarının beni ismen bilmesi ve bana 'Deniz Teyze' demeleri (gülüyor).