İLİŞKİLİ HABERLER
İçimdeki kahve aşkı bambaşka
İçimdeki kahve aşkı bambaşka
Türkiye'de beşinci yaşında 100. mağazasını açan Starbucks'ın bu kadar sevilmesinin sebeplerinden biri, belki de 'sıcakkanlı' çalışanları. Artık Amerikalı meslektaşları gibi onlar da bahşişlerini dört gözle bekliyor..
"Sıcakkanlı, takım çalışmasına yatkın, çelik gibi sinirleri olan ve espri duygusu gelişmiş kişilerin dikkatine..." şeklinde bir iş ilanı, hangi şirket için olabilir? Bir reklam ajansı veya halkla ilişkiler şirketi için mi? Hayır, Starbucks'ta servis yapabilmek için... Konu, adeta 'bir yaşam tarzı' sunan dünyanın en büyük kahve zinciri olunca, çalışanları da 'özenle seçilmiş' kişiler oluyor. Ama kimi zaman da "Tüm Starbucks çalışanları da espritüel olmak zorunda mı!" cümlesini sarf etmeden duramıyorsunuz. Örneğin yalnız başınıza, belki de biraz canınız sıkkın olarak kuyrukta bekliyorsunuz. Tek isteğiniz bir bardak kahve içmek. Sıra geliyor ve o an şov başlıyor: "Evet nasıl yardımcı olabiliriz? Espresso frappuccino mu? Üzerine krema ister misiniz? Venti (büyük boy) olsun mu? İsminizi öğrenebilir miyim? Tatlı ister misiniz? Yardımcı olabiliceğim başka bir şey var mı? İçeceğiniz size göre sağdan, bize göre soldan çıkacak. İyi günler..." Bu, Starbucks'ta yaşanabilecek en basit diyaloglardan biri. Baş döndürücü ama gerçek... Starbucks çalışanları, barista, vardiya süpervizörü, mağaza müdür yardımcısı ve mağaza müdürü olarak dörde ayrılıyor. Baristalar, servis yapan, belki de işin ağır yükünü çekenler. Oysa ki geçtiğimiz günlerde, Amerika'da barista'lara verilen bahşişlerin müdürler tarafından paylaşıldığı ortaya çıktı. Ekim 2004'te Starbucks'ta kahve hazırlayan Jou Chou'nun açtığı dava, geçen ay sonuçlandı. Chou, şirkette en düşük ücretle çalışan elemanlar için müşteriler tarafından verilen bahşişlerin çok önemli olduğunu ifade etmiş ve amirlerin elemanlara verilen bahşişleri bölüştükleri suçlamasında bulunmuştu. Chou, Starbucks'ın, bahşişlere el koymamaları için amirlere daha fazla ücret vermesini talep etmişti. Davanın sonucuna göre Yüksek Mahkeme, Starbucks'ın amirler tarafından paylaşılan bahşişlerin barista'lara geri ödemensine karar verdi. Yani Starbucks, faiziyle birlikte 100 milyon doları geri ödeyecek. San Diego'daki mahkemenin hakimi Patricia Cowett, kanunlara aykırı olduğu gerekçesiyle Starbucks'ın bundan sonra elemanların bahşişlerinin amirlere yöneltilmemesini de istedi.
BAHŞİŞLER YOLDA
Peki Türkiye'de durum nasıl? Hafta içinde Türkiye'deki 100. mağazasını Antalya'da açan Starbucks, dün de Türkiye'de beşinci yaşını kutladı. Bu süre içinde, bu kahve zincirini çok benimsedik; öyle ki artık Susurluk'ta ayran yerine, kahve içenlerin sayısı hiç de az değil... Buna karşın Türkiye'de henüz bahşiş uygulaması yok. Çalışanlar, mağaza performansına dayalı primle ödüllendiriliyor. Ancak kısa bir süre içinde bahşiş kutuları konulacak. Türkiye'de de bahşişten mağaza müdürü ve mağaza müdür yardımcısı hariç olacak şekilde, mağazanın tüm çalışanları faydalanabilecek. Starbucks yetkililerinin yaptığı açıklama göre, bahşiş verme isteği de müşterilerden gelmiş. Yani "Türk tüketicisi, iyi servis aldığı zaman bahşiş vermeyi tercih eden bir tüketici profili," diyorlar. Evet, bahşiş vermek Amerika'da 'namus meselesi' olabilir ama self-servis hizmete bahşiş vermeye alışık olmayan Türk insanı bakalım, beğenisini nasıl gösterecek...
İLİŞKİLİ HABERLER
İçimdeki kahve aşkı bambaşka
Yayın tarihi: 11 Mayıs 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/11/pz/haber,E3AEF3375B714B57AB8D5E005DA427C0.html
Tüm hakları saklıdır.