kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Mayıs 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MAHMUT ÖVÜR

Van'da yatırımcı olmanın dayanılmaz ağırlığı

- VAN-

TURMEPA'nın "Van Denizi" projesini takip etmek için Van'dayız. Konu aslında "Çevre kirliliği" ve amaç kamuoyunun dikkatini buna çekmek.
Ancak Doğu'nun bir iline gelip de siyaset ve ekonomi düşünmemek pek mümkün değil. Çünkü Ankara'nın yüzü Van'a hiç de gülümseyerek bakmıyor ve Ankara buraya ne siyasi ne de ekonomik olarak umut vaat ediyor...
Oysa Doğu Anadolu'nun öncelikli ihtiyacı umut; iş, aş ve özgürlüğe kavuşabileceklerine inanmak.
Ama Ankara buraya sadece siyaset üzerinden bakıyor.
Geldiğimiz noktaya bakın; bölge insanının oy verdiği iki parti hakkında da kapatma davası açıldı, nasıl sonuçlanacağı da bilinmiyor. 22 Temmuz seçimlerinde yüzünü Ankara'ya dönen bölge insanı, haliyle çaresiz...
Bir Vanlı şöyle diyor:
"İnanarak, güvenerek desteklediğimiz, bize çözüm üreteceklerine inandığımız partilerin hali ortada. Biz şimdi kime oy vereceğiz?"
Sadece Van'da değil, bütün bölgede toplam yüzde 97 oy alan AK Parti ve DTP'nin kapatılma girişimi, herkesi şaşkına çevirmiş durumda. Ama yine de Vanlı, Ankara'nın bir çare üreteceğine inanıyor, o inançla yarınına bakıyor. Ve küçük ilgilerden büyük umutlar çıkarmaya çalışıyor.
Deniz Temiz Derneği TURMEPA'nın Van'a düzenlediği gezi de, bu nedenle bölge insanında heyecan yarattı. İşsizlikten kıvranan, evine aş götürmekte zorlanan Vanlı, ünlü işadamı Rahmi Koç'la birlikte Van'a gelenleri büyük coşkuyla karşıladı.
Denizcilik camiasının önde gelen kanaat önderi işadamları da, Van'a ayak basar basmaz şaşırıyor. Burayı yorumlarken; kafalarındaki Van algısıyla gerçek Van arasındaki farka dikkat çekiyorlar. Kimi "Çok güzel bir şehirmiş" diyor, kimi de "Çarşaflı kadın sayısını daha fazla sanıyordum..."
Ama nihayetinde gelenlerin çoğu Van'ı beğeniyor. Ortak kaygıyı ve neler yapılması gerektiğini de Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş anlatıyor:
"Van'ı ilk kez gördüm ve çok beğendim. Dışarıdan bakıldığı gibi değil; bir Ege ili gibi yumuşak, esnek bir ortam var. İnsanları çok içten; şehir yerleşimi de, temizliği de övgüye değer. En önemli eksiklik, istihdam yaratacak sanayisi olmaması. Oysa İran'a yakınlığı ve bölgedeki coğrafi konum nedeniyle, yatırıma çok elverişli. Bunun kullanılması ve yatırımcıya anlatılması gerekiyor."

Kalkınma bürokrasi çengelinde!
Van, inanç ve doğal yapısı ile turizm, halıcılık ve hayvancılık olanaklarıyla da sanayi açısından daha çok yatırımı hak ediyor. Ancak, önünde ciddi bürokratik engeller var.
Van Organize Sanayi Bölgesi'nde madeni yağ üreten bir fabrikayı geziyorum. Son teknolojiyle kurulan bir fabrika bu. Yıllık kapasitesi 60 bin ton. Ne yazık ki, bugün hammadde sıkıntısı nedeniyle, sadece yüzde 5 kapasiteyle çalışıyor.
Peki neden?
Onu da fabrikanın genç sahibi Abdulahat Arvas anlatıyor:
"Türkiye hammaddeyi yurtdışından alıyor. Biz buradan direkt olarak, İran'dan alabilecekken, bürokrasi buna engel oluyor ve Gebze'deki ithalatçılardan almak durumunda kalıyoruz. Bu da maliyetimizi artırıyor ve rekabet şansını ortadan kaldırıyor."
Abdulahat Arvas Vanlı bir işadamı. Doğduğu kente bir fabrika kurmuş ve 30 kişiye istihdam sağlamış. Ama maalesef, bunu artırmak, 200 hatta 500 kişiye çıkarmak istemesine rağmen bürokratik eksiklikler nedeniyle yapamıyor.
Van'ın İran ve Türk cumhuriyetleriyle demiryolu ve karayolu bağlantısı var. Ülkemizde az bulunan hammaddeler de oralarda çok ucuz ama getirmek mümkün değil. Çünkü Van'da "Gıda, Hububat ve Petrol İhtisas Gümrük Müdürlüğü" yok. Dışarıdan alınan hammadde Van üzerinden Gaziantep'e ya da Gebze'ye gidiyor, sonra tekrar Van'a dönüyor. Haliyle maliyetler de artıyor. Oysa Van'da gümrük altyapısı var ama yetki yok.
Gördüğünüz gibi Doğu ve Güneydoğu'da yatırım yapmak hiç de kolay değil.
Siyaset, bölgeyi en iyi rekabet sahası olarak görmekten vazgeçip, burası için sözde değil gerçek projeler üretmeyi; hiç değilse öncelikle böyle ufak sorunları çözmeyi ne zaman akıl edecek acaba?