Sena, annesinin kırık notlarına çok sabırlı davrandığını söylüyor.
Annem de hâlâ benim nazımı çeker
Prof. Deniz Ülke Arıboğan - Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü..
İLİŞKİLİ HABERLER
Annem de hâlâ benim nazımı çeker
- Çocuklarınızı anlatır mısınız biraz?
- Ahmet 20 yaşında, Sena 13 oldu. Artık delikanlı olduğu için fotoğraf çekimlerinde pek fazla yer almak istemiyor bizim oğlan. Şanslı bir anneyim, ne bebekliklerinde, ne çocukluk dönemlerinde, ne de ergenlikte üzdüler beni. İki çocuğumun da ergenlik çağı problemi olmadı! Son derece normal büyüyorlar. Ergenlik çağı sıkıntılarından bahseden insanları ben hiç anlamıyorum, çünkü bu sıkıntıları hiç yaşamadım. Anne ve baba çocuğu anlamaya çalışarak büyütürse, problem yaşamaz. Hep gençlerle iç içeyim. Eşim Lütfi de öyle... Bu ruhu ikimiz de kaybetmiyoruz, bu yüzden çocuklarımızla da sorun yaşamıyoruz.
- Üniversitede ders veriyorsunuz, üniversiteyi yönetiyorsunuz, pek çok uluslararası konferansa katılıyorsunuz, akşam eve gelip yemek yapıyorsunuz... Üstelik spor yapmayı da seven, hep hoş görünen bir kadınsınız. Sizi hiç makyajsız görmedik mesela... Hem iyi yönetici, hem iyi anne, hem bakımlı bir kadın, hem dünyayı takip eden bir akadamisyen olmayı aynı anda nasıl başarabiliyorsunuz?
- Günlerinizi disiplinli yaşıyorsanız, zamanı verimli kullanabiliyorsanız, aslında 24 saat çok uzun bir süre. Bence zaman problemini insanlar, 24 saati iyi değerlendiremedikleri için yaşıyorlar. Akademik kariyerimle, aile yaşantımı çok rahatlıkla götürdüm. Ve emin olun öyle büyük fedakârlıklar yapmadım!
- 23 yaşında anne olmuşsunuz...
- Zaten kendimi doğdum doğalı anne gibi hissediyorum. Evlenir evlenmez çocuk sahibi olduğum için, evlilikle annelik içi içe geçti. Kişiliğimin, kimliğimin bir parçası oluverdi annelik. Bana yapışık bir parça haline geldi. Ama kolay bir şey olduğunu hiç düşünmüyorum. Çoğu geceler sabahlara kadar uyumamayı göze almanız gerekir. Çocuklarınız hastalandığında evham yapmadan kontrol etmeyi, panik olmadan ilgilenmeyi bilmeniz gerekir. Kopmaz bir bağdır. Annem de hâlâ benim nazımı çeker. Ömür boyu yüklendiğiniz, sizi çok mutlu eden bir sorumluluk. Bundan kaçış da yok. Hayatımdaki en güzel şey diyebilirim. Anneme, Anneler Günü'nde sürprizler yapmayı severdim. Şimde de onları çocuklarımdan görmeyi seviyorum. Özel günlerden hep çok hoşlanırım. Aslında Anneler Günü, annelerin değil de çocukların günü oluyor genelde. Babaları ile birlikte planlar yapıyorlar. Bir gün kahvaltı hazırlıyor, bir gün beni hiç bilmediğim bir yere alıp götürüyorlar... Ben mutluluk veren her şeyi severim. Kimin tarafından icat edildiği hiç önemli değil. Kapitalist sistemin gelişimine yardımcı olup olmamasıyla da hiç ilgilenmiyorum. Bana mutluluk veriyorsa bence sürdürmek anlamlı.
- Herkese üç çocuk yapmasını önerir misiniz, Başbakanımız gibi?
- Valla vakti olan, şartları yerinde olan isterse 13 çocuk yapsın. Ben üç çocuk yapmadım, çünkü koşullarım üç çocuk için uygun değildi. Her insan hayatında özgürdür, her insan ne kadar çocuk yapmak istiyorsa o kadar çocuk yapar. Ama ben üç çocuk yapmayı tercih etmem. Çünkü koşullarım uygun değil.
- Sena, nasıl anlatırsın bize anneni?
- S.A: Arkadaşlarımın annelerinin çoğundan daha anlayışlı, derslerime daha çok tolerans gösteriyor. Yaklaşımı, olabildiğince yumuşaktır. "Kurtarırsın, biraz daha çalışırsan başarırsın," der hep. Ben de olabildiğince iyi davranmaya çalışıyorum. Annemin işlerinin yoğun olduğunu biliyorum. 'Daha çok vakit ayırsaydı,' diyorum bazen ama artık ben de büyüdüm.
İLİŞKİLİ HABERLER
Annem de hâlâ benim nazımı çeker
Yayın tarihi: 10 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/10/ct/haber,08A10F90A0DB48EDB51A8E86677EEF2D.html
Tüm hakları saklıdır.