Hukukçu Prof.
Niyazi Öktem, şöyle diyor: "
Ergenekon ve benzeri gibi olaylar, aydın kesim tarafından hafife alınıyor. Bu yaklaşımın bir tarafı şu: 'Ne pahasına olursa olsun bu iktidar gitmeli' diyenler işin ciddiyetini biliyor ve bundan hoşlanıyor. Ötekiler ise olayın farkında değil, küçümsüyorlar. Fakat zihniyetleri bu tip çetelerin oluşmasına zemin hazırlıyor." (
Semin Gümüşel ile röportaj, Yeni Aktüel, sayı: 148)
Prof. Öktem önemli bir noktaya değiniyor:
Rahip Santoro ve
Hrant Dink cinayetlerini,
Malatya katliamını,
Danıştay saldırısını,
Ümraniye bombalarını, silahları,
TNT kalıplarını, fünyeleri filan geçiyorum...
Ergenekon (ya da adı her neyse) tipi bir örgütlenmeye kendi gözleri ve kulaklarıyla şahit olmuş. Geçmişte örgütün kimi eylemlerinden bizzat zarar görmüş insanlar arasında dahi,
"Ergenekon mu; bırakın o masalı" diyenler var.
Olacak iş değil.
Özellikle son iki yılda yüzlerce "
alamet" belirmesine, ortalık "
işaretlerle" dolup taşmasına rağmen, bazı entelektüel çevrelerde tam bir
akıl tutulması hüküm sürmekte.
Zaten topal olan demokrasimizi, tam kötürüm hale getirmek isteyenleri desteklemeye devam ediyorlar.
Diyelim ki bir siyasetçinin sarf ettiği bir cümlenin orasından burasından çekiştirerek yorumlamayı; söylenmeyenden ve kastedilmeyenden bin bir
kötücül anlam çıkarmayı biliyorlar da...
Onca cinayet, saldırı, patlama olurken... Devletlü taifesinin ağzından, bir hukuk devletinde toplu iğne başı kadar yer bulamayacak laflar dökülürken iki laf etmeyi bilemiyorlar.
"Ne, kim, patlamış mı, öyle mi demiş, valla duymadım" diye
maymunlaşmayı tercih ediyorlar.
Onlara fıstık atalım.
Yayın tarihi: 8 Mayıs 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/08//haber,06C8349EADA84245A7CA1D0BC4D83D35.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.