1 Mayıs'tan daha ne kadar korkacağız!

Bugün 1 Mayıs... İşçinin emekçinin bayramı... Ne yazık ki Türkiye'de işçiler emekçiler bugünü bayram tadında kutlayamıyor. Neden?
Nedeni çok açık...
Hala topluma güvenmeyen, onu baskı altında tutmak isteyen ceberut bir devlet anlayışı var. Son günlerdeki tartışmalara bir bakın. Kendileri de "öteki" olan AK Parti yetkilileri aynı anlayışla işçilere, emekçilere meydan okuyor. Bu üslup sadece 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması konusunda yaşanmıyor.
Türbanda da, laiklik konusunda da, Kürt ve Alevi meselesinde de hatta parti kapatmalarda da aynı inatlaşmayı yaşıyoruz. Çözüm değil sorun üretiyoruz.
Oysa dünyanın bütün çağdaş demokrasilerinde 1 Mayıs adına ve tarihine yakışır biçimde kutlanıyor. Hiçbir yerde bir şey olmuyor. Biz de ise her 1 Mayıs korkulu rüyaya dönüşüyor. Yıllarca "bahar bayramı" yapılarak unutturulmaya çalışıldı.
Bunun artık değişmesi gerekiyor.
Aslında bugün demokrasiyi savunan, AB sürecini destekleyen herkesin Taksim'de, 1977'de 37 insanımızın ölümüyle sonuçlanan o karanlık ve kirli olayla hesaplaşması ve yüzleşmesi gerekiyor. Bu tarihi fırsatı ıskalayanların bugün demokrasiyi, sivilleşmeyi tehdit eden Ergenekon gibi çete örgütlenmesiyle mücadele etmesi de mümkün değil.
Belki de böyle olduğu için darbelerden, kuşatmalardan gerginlikten kurtulamıyoruz...
Türkiye, benim de içinde yer aldığım ve ezilme tehlikesi geçirdiğim, o 1 Mayıs'ı kan gölüne çevirenlerle eninde sonunda yüzleşmek zorunda...
Bu yüzleşmeyi, bu hesaplaşmayı yapmadığımız için dün 1 Mayıs'ta katliam yapan Kontrgerilla, bugün kılık değiştirerek karşımıza çıkıyor. Ve Danıştay saldırısını, Hrant Dink cinayetini, Malatya vahşetini pervasızca gerçekleştiriyor.
Şimdi geldiğimiz noktayı anlamak gerçekten zor. Hadi, geçmişte adı belli karanlık güçler, "sol veya komünizm gelecek" korkusunu gerekçe göstererek toplumda gerilim yaratıyordu.
Peki bugün?
Bugün küresel bir çağda yaşıyoruz. Dünya ve Türkiye 90'lardan sonra çok değişti. İşçi hareketi ve sosyalist düşünce de bu değişimden payına düşeni aldı. Bir tek devlet değişmedi ve değişmekte de direniyor.
1 Mayıs'tan açıkçası devlet korkuyor. Böyle olmasaydı 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması yasaklanır mıydı?
Bu yaklaşımla Türkiye'yi demokratikleştirmek de, şeffaf bir devlet oluşturmak da mümkün değil.