Ankara'dakiler krizi hissetmez

AK Parti ön savunma için ek süre istemedi ve savunmasını hazırladı.
Kapatma davasıyla ilgili yasal süreci yavaşlatmak, ertelemek gibi bir çaba içinde olmadığını gösterdi.
Şimdi kimilerine göre, önü kapatmaya gidecek bir süreç resmen başladı.
Türkiye'nin Güneydoğu'sunu düşünen kesimler olası bir kapatma kararından tedirgin, ekonomide yaşanacak dalgalanmaları öngörenler tedirgin, içten içe partinin kapanmasını isteseler bile tedirgin olmadıkları söylenemez.
Tedirgin olmayan tek kesim var, Ankara'nın bürokrasisi.
2001 krizinde de tedirgin değillerdi, bugün de değiller.
İstanbul ve Anadolu krizin pençesinde inim inim inlerken sadece Ankara'da banka hesaplarında bir azalma olmamıştı.
Kriz herkesi yakarken Ankara'daki bürokratlar krizi hissetmemişti.
İşi garantideydi, maaşı garantiydi, servis aracı, lojmanı, yazlık tatil merkezleri bile garantideydi.
Bugün tablo değişmedi.
Petrolün varili 200 dolara da çıksa, Ankara'daki bürokrat hissetmez.
Çünkü devletin sağladığı bir servis aracı var, deposunu da devlet dolduruyor.
Kiralar çıldırsa bile çok umurunda olmaz, çünkü lojmanında oturmaya devam edecek.
İnsanlar ekonomik krizden değil tatile çıkmak, yazlığını satmak zorunda kalsa da aldırış etmezler çünkü yazlık tatil yerleri emirlerine amade.
Burada düşünmesi gerekenler başkaları.
Muhtemel bir krizden etkilenecek olanlar kriz olsun, ülke sıkıntıya girsin bana ne diye düşünenler olabilir.
Ancak Avrupa ile yaşanacak ciddi sıkıntıların, ekonomideki gelişmeleri öngörebilenlerin farklı düşündüklerine inanıyorum.
Zaten işdünyasının önde gelen isimleri birer ikişer bu düşüncelerini dile getiriyorlar.
Elde imkân olsa, olası bir krizde lojmanlara zam, servis araçlarını paralı hale getirmek mümkün hale gelse, Ankara bürokrasisi de krizden etkilense, bugünkü tablo tamamen değişebilir.
Onlar Türkiye gerçeğinin dışında yaşadığı sürece gelişmelere farklı bir pencereden bakmalarını istemek mümkün değil.