Helena bu kez objektifin arkasında

Karl Lagerferld, Helena Christensen'ın nadir bulunacak bir endamı olduğunu düşünürken, Gianni Versace dünyanın en güzel vücuduna sahip olduğunu, John Galliano ise onun kıyafetleri canla ve ateşle doldurduğunu belirtmişti. 90'ların en ünlü süper modellerinden Christensen, şimdilerde fotoğraf tutkusu uğruna dünyayı geziyor. Dünyanın yedi harikasından olan Keops Piramiti'ni sabah ışığında çekmek için sabahın kör karanlığında (05:30) yollara düştüğümüzde ya da Kahire pazarının o kaotik cümbüşünde sokak satıcılarının bitmek bilmeyen ısrarlarında Christensen'ın ne kadar soğukkanlı ve sıradan olduğuna şahit oldum. Havalı süper model edaları bir kenara dursun, o heyecanlı gözleriyle etrafını anlamaya çalışan, elinde en sevdiği oyuncağı olan küçük bir kız çocuğu gibiydi. Canon'un piyasaya süreceği yeni makinesi Eos 450D'yi dünyada ilk eline alıp deneyen fotoğrafçı olmasının coşkusuyla, Kahire çarşısındaki dar sokaklarda fotoğraf avındaydı adeta. İnsanların şaşkın bakışlarına aldırış etmiyor, onlarla konuşmaya, fotoğraflarını çekmek için ikna etmeye çalışıyordu. Mısırlıların fotoğraf makinesine alerjisi olduğunu söylemekte bir sakınca görmüyorum. Makinenizi doğrulttuğunuz anda "Yallah, yallah!" nidalarıyla sizi uğurluyorlar. Sakkara Piramidi'nin hemen yanında kurulan, içi duvardan duvara halı kaplı çöl çadırında Christensen'la beraber döner yiyip sohbet ettik.

- Modellikten fotoğrafçılığa geçmeye nasıl karar verdiniz?
- Fotoğraf benim vazgeçemediğim çocukluk hobimdi. Sonra benim için tutkuya dönüştü. 18 yaşımda Danimarka Güzeli seçildikten sonra, profesyonel modellik kariyerim için Paris'e taşındım. Fotoğraf çekimleri benim için hep işin en zevkli kısmı oldu. Dünya çapında fotoğrafçılar benim fotoğraflarımı çekiyordu. Fotoğrafı öğrenmek için daha iyi bir yer var mı? Ve bir gün, 16 yaşımdan beri kameranın yanlış tarafında olduğumu fark ettim.

- Kapak olduğunuz dergilere fotoğraf çekmek ilginç bir dönüşüm olmalı..
- Fransız Vogue, İngiliz ve İtalyan Elle dergisinden tutun da Dazed&Confused gibi birçok dergi için fotoğraf çektim. Aveda kozmetik markasının yeni kampanyasının fotoğraflarını çektim. Ayrıca kendim için yaptığım sayısız projem var.

- Birikimlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Yaptığım diğer işlerden para biriktirip o parayı dünyayı dolaşmaya, hayatı görmeye harcıyorum. Farklı hayatlara tanıklık etmeyi, fotoğraf çekmeyi gerçekten çok seviyorum. Görülecek o kadar çok şey var ki... Ve bizim ömrümüz bunları görmek için oldukça kısa, bazen panik atak geçiriyorum. Keşke 500 yıl yaşayabilseydik.

- Fotoğraf makinenizi yanınızdan ayırmıyorsunuz. Sizin için ne ifade ediyor fotoğraf?
- Fotoğraf çekmek hayatı durdurmanın bir yolu. Hatıraları saklamanın bir yolu. Modellik yaptığım onca yıl boyunca bedenim hiç durmadı, her iki günde bir seyahat etmek zorunda kaldım ama hep yalnızdım. Mesela şu anda biz Mısır'da pimamitlerin önünde duruyoruz ve Mısırlı hip-hopçular kafalarının üzerlerinde dönüyorlar. Bunu eve gidip nasıl anlatabilirsiniz? Fotoğraflarını çekip insanlara gösterebilirsiniz ama yıllar içinde fark etim ki insanlar gerçekten kötü fotoğrafla ilgilenmiyorlar. Piramitlerin fotoğrafını çekip eve götürsek, insanlar bakıp "Eeee taşlar üst üste," diyebilirler. Olay o fotoğrafı ilginç, bakılabilir hale getirmek.

- Neden uzun süre dijital fotoğrafa direndiniz? Bu bir duruş muydu?
- Evet, yıllarca dijital fotoğraf makinesine geçmemek için direndim ama şimdi dijital bir fotoğraf makinesi kullanıyorum. Filmin etkisini de çok seviyordum ama o kadar güzel fotoğraf makineleri çıktı ki daha fazla karşı koyamadım. Kullanımı çok rahat, yüksek kaliteli ve hafif. Ben dijital fotoğrafa geçecek son kişiydim. Ben geçtiysem artık herkes geçer. Çok önemli bir konu, fotoğrafları bastırmak gerekiyor bence. Şimdi sadece insanların cep telefonlarında, bilgisayarlarında yüzlerce fotoğraf birikiyor.