Türkiye bizim vatanımız Amerika da evimiz oldu!

Sevgili arkadaşım Fahir Atakoğlu ile Amerika'da 45 dakika mesafede yaşıyoruz. Geçtiğimiz hafta sonu soluğu onun evinde aldım. Kendisi ve tiyatro kökenli eşi Tülin ile sohbet etmeye koyuldum. Bugüne kadar hiçbir gazeteye özel hayatlarıyla ilgili demeç vermek istemeyen Atakoğlu çifti, benimle son derece samimi bir söyleşiye yelken açtı...

25. YIL ALBÜMÜ YOLDA

Öncelikle şunu söyleyeyim; Fahir bu aralar çok yoğun... 26 Mayıs'ta İstanbul'un fethinin yıldönümü nedeniyle Mehter takımı ile Haliç'te konser verecek. Sohbetimiz sırasında evinin alt katındaki stüdyoya inip, hazırladığı parçayı dinledim. İstanbul Boğazı'nda yapılacak bir havai fişek gösterisi eşliğinde sanatseverlerle buluşacak olan parça tek kelimeyle muhteşem! Eminim ki; tüyler ürpertici bir müzik ziyafeti olacak... Son albümü 'İstanbul in Blue' 12 Mart'ta Amerika'da piyasaya çıkan Fahir'le geçtiğimiz hafta sonu 'Voice Of America' televizyonu da röportaj yaptı. Hem o çekimleri izlerken, hem de Atakoğlu çiftiyle konuşurken büyük keyif aldım. Fahir'in yaz ortasında sanattaki 25. yılı şerefine bir albüm çıkaracağını ve Nilüfer, Sertab Erener, Sezen Aksu, Tarkan, Levent Yüksel ve MFÖ gibi isimlerin bu albümde ona eşlik edeceklerini öğrenmek keyfime keyif kattı. İşte sanattan evliliğe her şeyi konuştuğumuz sohbetimizden notlar...

ONUNLA ÇOK ÖZGÜRÜM

* Önce evliliğinizden söz edelim. Bu evlilikte en takdir ettiğin şey nedir Fahir?
Fahir Atakoğlu: Tülin'le beraber olmaya başladıktan sonra tüm zincirler kırılmaya başladı. Onunla daha üretken ve mutlu oldum. Sevdiğin insanın seni cesaretlendirmesi, sana güç vermesi daha sağlıklı karar ve riskler almanı sağlıyor.

* Eşinin en çok hangi yönünü seviyorsun?
F.A.: Sanata olan sevgisini ve sanatçıya olan saygısını. Ben evde çalışıyorum. Sürekli beraberiz. Stüdyoma girdiğim ana saygı gösteriyor. O özgürlüğü bana veriyor. Vermeyen biriyle yapamam zaten.
Tülin Atakoğlu: Bazen yemeğin ortasında bile, "Benim aklıma bir şey geldi" deyip, stüdyosuna iner. Müzik her zaman aklının bir köşesindedir. Hatta hayatının en büyük parçası müziktir.

* Neden Amerika'da yaşamayı tercih ediyorsunuz? Türkiye'de aynı yaratıcılığı bulabilir miydin?
F.A.: Burada dikkatini bölen bir şey yok, daha yaratıcı olabiliyorsun. Müzik endüstrisi açısından da Amerika'yı tercih ediyoruz. Türkiye vatanımız ama burası da evimiz.
T.A.: Buradayken, 'Hadi şurada bir şey yapalım' diye sürekli biri seni dışarıya çağırmıyor. Daha özel yaşayabiliyorsun. Kendi halimizde yaşamayı seviyoruz. Parti ortamına yılbaşından yılbaşına giriyoruz...

KENDİNİ BİLMEK ŞART!

* Tülin yaptığın işler hakkında yorum ya da eleştiri yapar mı?
F.A.: Tülin, yaptığım bir müziği ilk kez dinlerken sadece beni memnun edecek şeyler söylemiyor. Gerçekten düşündüğünü söylüyor. Bu benim için çok önemli. Yakın çevrendekiler seni yanılgıya zorlayabilirler. Yani sürekli pohpohlayıp, her şeyini onaylamak iyi değil.

* Dalkavukluk yapanlar tehlikeli geliyor sana yani...
F.A.: Kendini bilmiyorsan eyvahlar olsun! İnanabileceğin biriki insan mutlaka olmalı etrafında.

* Çoğu insan şöhret olduktan sonra geldiği yeri korumak için aldığı hazdan çok enerji harcıyor...
T.A.: Türkiye'de sanat ve sanatçı anlayışı çok farklılaştı. Şöhretlerin çoğu kendilerini yenilemeleri gerektiğini bilmiyor. Magazindeki bu durum beni çok rahatsız ediyor. Artık geçici heves halinde her şey.
F.A.: Yaptığın işten zevk aldığın sürece yarattığınla insanların kalbini kazanıyorsun. Benim için endüstrinin benden beklentisi önemli değil. Başkalarının istediği şeyleri yaptığın sürece otantik olamazsın.