Padişah tuğraları ile Milano'yu fethedecek

Modacı Nedret Taciroğlu, bu yılki Milano Tasarım Haftası'nın 21 Nisan'daki kapanış defilesine imza atacak. Defilede, padişah tuğralarından esinlenerek tasarladığı kıyafetleri ve koltukları sergileyecek olan Taciroğlu, "Türk tasarımcıları istemeyen Avrupalı meslektaşlarımın üzerine gidecek ve gençlere yol açacağım" dedi.

* Milano Moda Haftası'nın kapanış defilesini yapacaksınız. Bu defilenin hikayesi nedir?
Milano'da defile yapmak çok farklı bir olay çünkü modanın kalbi orada atıyor. Orada kabul görmek ve varlığını sürdürebilmek, dünyanın her yerinde varolmak anlamına geliyor. Uluslararası piyasaya açıldıktan sonra yurtdışından birçok müşterim oldu. Onlar özellikle Milano'da defile yapmamı çok istiyordu. Çünkü dünyanın birçok yerinden modayla ilgilenen binlerce insan Milano'ya uğruyor. Milano'da çalıştığımız kişiler de orada bir defile yapmamızı teklif ettiler. Dikiş tekniğimin ve tasarımlarımın orada sergilemeye uygun olduğunu gördüler.

ÜÇ SEZONDUR MİLANO'DA

* İş sadece teklif gelmesiyle bitmiyor herhalde...
Tabii... Kıyafetlerim ve tasarımlarım önce Milano 'Camera Nazionale di Moda'nın onayından geçti. Üç sezondur defile ve sunumlarımızı Milano'da yapıyoruz.

* Yurtdışında düzenlediğiniz defilelerde bir amacınız var mı?
Osmanlı'nın bize bıraktığı zengin mirası Avrupa'ya taşımak istiyoruz. Padişah tuğralarından yola çıkarak, tarih ile modernizmi şimdiye kadar hiç uygulanmamış tasarımlarda birleştirdik. Osmanlı'nın yüzyıllar boyunca bastırdığı, sakladığı ve gün ışığına çıkarmadığı değerlerin; modern, asil ve sanatsal kıyafetlerin içinde yeniden doğmasını arzu ettik. Bu tasarımların, Türkiye'ye çok pozitif katkıları olacağına inanıyorum. Bunu daha önceki İznik koleksiyonumla hep beraber yaşadık.

* Milano'da nasıl bir koleksiyon sergileyeceksiniz?
Osmanlı'nın ihtişamını, sade ve yalın çizgilerin üstüne farklı dikiş teknikleri kullanarak yansıtmaya çalıştım. 2008-2009 Sonbahar-Kış koleksiyonum; vizon, tüm toprak, topaz ve bordo tonlarının ağırlıkta olduğu tasarımlardan oluşuyor. Koleksiyonu; şifonlar, krep döşinler, satenler, swaroskiler ve drapelerle zenginleştirdim. 30 parçalık bu koleksiyonun her bir parçası tümüyle el işçiliğiyle hazırlandı.

GURUR KAYNAĞI OLACAK

* Hazırladığınız koleksiyonda padişah tuğralarını kullanıyorsunuz. Neden tuğraları seçtiniz?
Yabancı tasarımcıların çoğu, geçmişten bugüne dinsel simgelerini kıyafetlerine yansıtıyor. Benim de gönlümde; geçmişimizden bize miras kalan bu değerli simgeleri, haute-couture ve hazır giyim koleksiyonlarımla gündelik hayatın içinde yaşatmak vardı. Bu koleksiyonumla bu arzumu gerçekleştirdim. Tuğraların kendi içindeki ahengini, birbiri içine geçen simetrilerle yansıttım. Ekibimle gece gündüz demeden büyük emeklerle hazırladığımız bu koleksiyonun, şahsım ve ülkem adına gurur kaynağı olduğunu düşünüyorum.

* Hangi padişahların tuğralarını kullanıyorsunuz?
Fatih, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, II. Mahmud, II. Osman, IV. Murad, II. Ahmed, III. Selim ve II. Mustafa'nın tuğralarını sayabilirim.