kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Nisan 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

ABD'de süper Türk polis şefi

Yeni Haber
New York Emniyet Müdürlüğü'nün iç araştırma, istihbarat ve yüksek teknoloji suçları araştırma bölümü olan, yıllar önce kurduğu Grup 7'nin uzun yıllar bölümün müdürlüğünü yapan ve teşkilatta, "Süper Türk Polis Şefi" olarak anılan Türk asıllı Amerikan Polis Şefi Yalkın Demirkaya, şimdi de sanayi casuslarının korkulu rüyası oldu. Demirkaya, ABD'nin dünyaca ünlü dev şirketlerini sanayi casuslarına karşı koruyor, casuslarla başı derde giren şirketlerin de kurtarıcısı oluyor.

20 yıl polis şefi olarak görev yaptığı New York Emniyet Müdürlüğü'nde, "polislerin polisi" olarak da isim yapan Demirkaya, polis teşkilatı içerisinde sahip olduğu süper yetkilerle suç işleyen, yasa dışı işlere karışan, mafya ile bağlantısı olan polisleri rütbe ve görevine bakılmaksızın takibe alarak, suçlu bulduklarını adalete teslim etmesiyle tanınmıştı. Düzenlediği operasyonlarla yasa dışı işlere karışan kötü polisleri adalete teslim eden Demirkaya, bu konudaki başarılarından dolayı, New York emniyet müdürlüğü tarafından defalarca ödüllendirilmişti.

Geçtiğimiz yıl New York Emniyet Müdürlüğü'nden emekli olan Demirkaya'nın Cyber Diligence isimli şirketi ise ABD'deki büyük şirketlerin bir anda gözdesi oldu. Demirkaya ve dedektiflerden oluşan ekibi şimdi de ABD'deki büyük şirketleri sanayi casuslarına karşı koruyor. Demirkaya'nın, daha önce yanında çalışan dedektiflerden oluşturduğu ekip dünyanın neresinde olursa olsun sanayi casuslarını düzenlediği gizli operasyonlarla bulup adalete teslim ediyor.

SANAYİ CASUSLUĞUNUN ABD'DEKİ ZARARI

Demirkaya,sanayi casusluğunun günümüzde geldiği aşamayı değerlendirdi ve Avrupa'da yaptıkları bir operasyonun detaylarını açıkladı. Demirkaya, ABD yasalarına göre görevli olduğu sürece emniyetin bilgisi dahilinde ikinci bir iş yapma hakkı olduğunu belirterek, "Ben de bilişim suçları ve yüksek teknoloji suçlarını araştıran şirketimi ilk kez 1995 yılında kurdum, 2004 yılında ise anonim şirket haline getirdim. Emniyet müdürlüğündeki görevim nedeniyle uzun bir süre kendi işimi part time yürütmek zorunda kaldım, ancak geçen yıl emekliye ayrıldıktan sonra kendi işime daha fazla ağırlık vermeye başladım. Yanımda çalışanların hepsi benim yetiştirdiğim dedektifler ya da hala bir New York Polis Teşkilatı teknoloji suçları araştırma departmanında çalışan, hala aktif amirler de yanımda çalışmakta. Bu yapımızla, ABD'deki büyük şirketlerin çok güvendiği bir kurum haline geldik" dedi.

Sanayi casusluğunun birçok ülkeyi aşırı zarara soktuğunu söyleyen Demirkaya, "Amerikan makamlarının bu konuda saptadıkları en son rakam 2004 senesi verilerine göre tam 238 milyar dolar, bu rakam sadece sanayi casuslarının Amerikan ekonomisine verdiği zarar. 2007 yılında henüz bir rakam belirlenmedi ama bu rakam yarım trilyon dolara kadar çıkmış olabilir. Her sene Amerika'da casusluk yapmak için de kullanılan araç gereç, böcek veya dinleme cihazları için harcanan paranın tutarı 200 milyon dolar civarında. Satın alınan bu ekipmanların çoğu da sanayi casusluğu için kullanılıyor" diye konuştu.

NETWORK'E AÇILAN BİR E MAIL İLE İZLİYORUZ

Demirkaya, sanayi casuslarına karşı gizli kalması gereken ve anlatamayacağı birçok ayrı yöntemle savaştıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Network'te sadece bir kişinin bizim gönderdiğimiz bir e-maili açması bize yeter. Düşünün ki bir kaç yüz çalışanın olduğu bir şirket sadece biri açarsa biz içerideyiz, o network'e bağlı tüm bilgisayarların her yaptığı işlemi takip etme imkanımız oluyor böylece. Daha sonra da operasyona içerden devam edip bu yapılan işlemleri kayda alıp görüntülerini ve fotoğraflarını kaydediyoruz. Bu teknik bir çok şirkette var tabi ama tabi bizim bu konuda da lider olmamız, tabi ki eski veya yeni polislerin çalıştığı bir şirket olmamız önemli. Bir çok şirket hackerları kullanmaya çalışıyor, bu tür işlerde hackerlara ne derece güvenebilirsiniz? Eski bir seri katili New York emniyet müdürü yapabilir misiniz? Tabi ki biz yıllardır hackerları yakalayan kişiler olarak onların neler yaptığını çok iyi biliyor ve ona göre çalışıyoruz"

SANAYİ CASUSLARI MAFYA İLE İÇ İÇE

Demirkaya, sanayi casusluğunun dünyanın başındaki en büyük dertlerden biri olduğunu belirterek, giderek artan bilişim, yüksek teknoloji suçları ve sanayi casusluğuna karşı tüm ülkelerin birlikte savaş vermesi gerektiğini savundu. Demirkaya, "Endüstri casusluğunun içersinde artık uluslararası organize suç çeteleri de girmiştir. En çok kovaladıkları şeyler gizli formüller, iş planları, şirket evlilikleri öncesinde yapılan antlaşmalar gibi, oralardan çaldıkları bu bilgiler çok büyük paralar ediyor. Eğer bu bilgiler özellikle borsada işlem gören şirketlere aitse tabi ki çok daha fazla para ediyor, mafya da bunların peşinde" dedi.

Demirkaya ABD'de sanayi casusluğunun ülkeye verdiği ekonomik zararın giderek artması nedeniyle ABD'li şirketlerin bu konuda çeşitli önlemler almakta olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Büyük Amerikan şirketlerinin her biri içinde bir araştırma ve istihbarat bölümü vardır, o bölümlerin de görevi rakipleri hakkında bilgi toplamaktır. Ancak bunu yasa içinde yapmayan firmalar var ve bazı şirketler bunu yasa dışı yollardan yapmayı da denemektedir. En kolay yol olarak özel dedektifler tutan şirketler, rakipleri olan bir otomobil üreticisi firmanın çıkartacağı yeni model hakkında bilgi çalma yöntemlerini kullanmaktadırlar. Bu tür yasa dışı uygulamaları yapan firmalar o bilgilere ulaşmak için eski Sovyet ajanlarını bile kullanmaktadır. Bunların çok basit yolları vardır, yönetim kurulu toplantılarını dinlemek için dinleme aletleri kullanırlar, genel müdürün sekreterinin bilgisayarına casus yazılımlar kullanırlar, dışardan bilgisayar sistemine giriyorlar. Geçtiğimiz yıllarda, milyarlarca dolar değerindeki bir Amerikan şirketinin Avrupa'da bulunan çeşitli ülkelerdeki bazı merkezlerinde çeşitli operasyonlar yaptık ve şirketi milyarlarca dolar zarardan kurtardık"

AVRUPA'DAKİ BİR OPERASYONUN DETAYLARI

Demirkaya, sanayi casusluğunu ortaya çıkartmak için dünyanın her yerinde operasyon yapacak bir güce sahip olduklarını belirterek, Avrupa'da yaptıkları bir operasyonun detaylarını ilk kez açıkladı. Demirkaya, şöyle dedi:

"Operasyonları nerede yapacağımız bizim için önemli değil, her yerde bu operasyonları gerçekleştirecek bir ekibe sahibiz. Geçtiğimiz yıl, Avrupa'da gerçekleştirdiğimiz bir operasyonda, burada çok önemli bir müşterimiz olan Amerikan kuruluşunun tüm network'üne bir gecede girip tüm forensik kayıtlarını aldık, kayıtlarını inceledik, sonucunda da yahoo e- maili kullanarak şirketin bütün müşteri listelerinin dışarıya sızdırıldığını tespit ettik, tabi kimlerin yaptığını da. Çok ünlü bir başka Amerikan Şirketinin kendileri için hayati değerde olan kimyasal formülleri çalındı. Çok büyük ve ünlü olan bu Amerikan şirketi, çalınan formülleri ortaya çıkartmak için ARGE bölümüne tam 4 milyar dolar harcamıştı. Biz gittik ve işi çözdük tabi, içerde çalışan bir müdür bunları çalıp Avrupa'daki rakip bir firmaya vermiş. Bu şirketin Avrupa'daki merkezlerine gizlice bir hafta sonu girdik. Önce laboratuarlarına girdik hangi formüllere girip baktıklarını gördük, hepsinin bilgisayarlarının hard drivelarını kopyaladık. 300'e yakın bilgisayar vardı, sistemlere girenleri teker teker kontrol ettik. 5 bin kare fotoğraf çektik. Hepsinin bilgisayarlarını hiçbir iz bırakmadan kopyaladık, resimledik ve araştırmanın sonucunda casusları yakaladık.

Cumartesi- Pazar yaptığımız bir operasyondu, tabi kimse ne yaptığımızı anlayamadı. Bu tür işleri piyasada rekabet diğer şirketlerle rekabet etmek zorunda kalan bazı şirketler bazen bu tür yollara başvurabiliyor, o kadar basit cihazlar var ki 9 voltluk bir pille 300 metredeki her şeyi kaydedebiliyor, dinleyebiliyor. Sanayi casusları bu şirketlerin bilgisayar ağ sistemlerine girerek, elektronik dinleme cihazları kullanılarak, ya da içerde çalışanların elde ettiği bilgiler doğrultusunda gerçekleşiyor.

SANAYİ CASUSLUĞUNA GİZLİ SERVİSLER DE KARIŞIYOR

Demirkaya bazı ülkelerin ulusal çıkarları doğrultusunda gizli sevis örgütlerini sanayi casusluğu yapmaya yönlendirdiğini belirterek, "Bazı ülkelerin istihbarat servisleri de sanayi casusluğunun içerisinde. Ülkelerin rekabet ettikleri çeşitli sektörlerde diğer ülkedeki rakiplerini elimine etmek için her türlü yola başvurabiliyorlar. Bazen bizim karşımıza organize suç çeteleri yerine devletlerin resmi haber alma örgütleri de çıkabiliyor. Bazı ülkeler bunu kamu yararına gördükleri için ülkelerinin istihbarat birimlerine sanayi casusluğu yaptırıyorlar. O şirketi hedefliyorlar ve o şirketten bir şekilde o formüllüleri elde etmenin yollarını arayıp bu formülleri çalıyorlar. Ve gidip bu formülleri bazen de o ülkenin en yetkili kişisine bile verebiliyorlar veya rakip firmaya veriyorlar. Tabi bu devletlerin ajanları bazen de yakalanılabiliyor. ABD'de ki telekom şirketi olan AT and T şirketinden bilgi çalmakta olan Fransa ajanı yakalanmıştı bir zamanlar" dedi.

FBI, YERİNE BİZİ TERCİH EDİYORLAR

Demirkaya, bu şirketler neden polise veya FBI'ya bu işi bedava yaptırmak yerine size gelip para karşılığında yaptırıyorlar sorusunu da şu yanıtı verdi:

"Bu tür işlerin bize verilmesindeki en büyük neden başta güvenilir olmamız tabi ki. FBI'da gidebilirler ama bir çok büyük şirket bu tür operasyonların çok gizli kalmasını istiyor, biz ne basın toplantısı yapıp bilgi veriyoruz ne de basına sızdırıyoruz. Zaten bu yüzden bize tonlarca para ödüyorlar. Düşünün ki çok büyük bir bankasınız ve içeriden 10 bin adet kredi kartı numarasını çaldılar, FBI'ya bildirseniz iş adli makamlara yansıdıktan sonra basına da gidecek ve firmanız büyük bir prestij kaybedecek. Çünkü davayı resmi kurumlar yönetecek. Ama bizimle yaptıkları zaman işin kontrolü tamamen onların elinde oluyor, operasyonların her aşamasından haberleri oluyor. Araştırma sonuçlanınca da eğer karşı taraf isterse olay adli makamlara bildiriyor, istemezse bildirilmiyor. Tabi ki bu tür bir çalışma büyük şirketlerin gizlilik kuralları çerçevesinde çok işlerine yarıyor. Şirketin hiç bir kötü tanıtımı olmuyor. Bizle çalışan şirketler FBI ve polisle çalışmalarından çok daha fazla verim alıyorlar. Elimizde olan alet edevat en gelişmişi, en iyisi, Amerikan devletinin alamadığı bir çok şeyi biz alabiliyoruz. Yeni bir şey çıkıyor ben hemen alıyorum, devlette çalışsan isteğin bir şeyi almak bir sene sürer. Ben eski doğu bloku ülkesi mensubu muazzam bir casusu yakaladım, 4 -5 yıl önce, özel şirketimde tabii, eğer benim temsilciliğini yaptığım şirketim bu kişiden davacı olsaydı en az 10-15 sene yerdi"

(ANKA)