Ağızlarını tıkadım onlar boğazını kesti

Malatya'daki yayınevinde biri Alman 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın beşinci duruşmasında, sanıklardan Cuma Özdemir verdiği ifadede "Ben ağızlarına havlu tıkadım. Sonra ben bir köşede izledim, onlar bıçakladılar. Emre bize sadece korkutmak için gideceğimizi söylüyordu" dedi. Müdahil avukatların reddi hâkim talebinin reddedilmesinin ardından yayınevi cinayetiyle ilgili davaya dün Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen beşinci duruşmayla devam edildi. Tutuklu sanıklar Emre Günaydın (19), Salih Gürler (20), Abuzer Yıldırım (19) ve Hamit Çeker (19), salonun dışına çıkarılarak Cuma Özdemir'in (20) ifadesine başvuruldu.

'EMRE YARDIM İSTEDİ'
2006 Eylül ayında üniversiteye hazırlanmak üzere Malatya'daki bir dershaneye kayıt yaptırdığını ve bir vakfa ait yurda yerleştiğini belirten Özdemir, burada davada tutuklu yargılanan diğer dört kişiyle tanıştığını anlattı. Geçen yılın şubat ayının ikinci haftasında Emre Günaydın'ın kendilerini sigara odasına çağırdığını belirten Özdemir, şöyle devam etti: "Emre Günaydın, bize, 'Malatya'da faaliyet gösteren misyonerler var, bunlar Müslümanlığı yok edecekler, PKK ile bağlantıları var' dedi. Misyonerliğin ne olduğunu sorduğumuzda Hıristiyanlığı yayma hareketi olduğunu, İslam'ı yok etmek istediklerini, doğan her 5 çocuktan 3'ünü öldüreceklerini anlattı. Emre, misyonerlerin içine sızmayı düşündüğünü söyleyip yardım istedi. Kabul etmedim, hemen cevap vermememi, birkaç gün düşünmemi söyledi.'' Emre Günaydın'ın kendilerine "Bu işin dönüşü yok, kafanıza sıkarım'' dediğini öne süren Özdemir, mahkeme heyetinin "Emre Günaydın'ın elinde hiç silah gördün mü'' yönündeki sorusuna "Hayır, ama küçük bir bıçak taşırdı'' diye cevap verdi.

'ABİLERİMİZ DERS VERİRDİ'
Özdemir, "Yurttayken üniversiteli ağabeylerimiz vardı. Onlar bize ders verirdi. Bu derslere katılan Emre bize 'sadece onları korkutmaya gidiyoruz' diyordu. Ben oraya korkutmaya gittiğimizi biliyordum. Öldürmeye gitmedim. Sabah Emre'nin babasının işyerinde toplu olarak abdest aldık ve namaz kıldık. Sonra da yayınevine çıkmadan çay ocağında kahvaltı yaptık. Toplu olarak içeri girdik" diye konuştu.

'PKK BAĞLANTISINI SORDUK'
"Amacımız bunlara PKK'nın yardımı olup olmadığını sormaktı. Bunu sorduk. Cevap vermediler. Hepimizin elinde bıçak ve ipler vardı. İplerle üç misyonerin ellerini arkalarından bağladık. Bu arada üç misyoner bağırınca ben de içerden havlu getirerek üçünün ağzına tıkadım" diyen Özdemir şöyle devam etti: "Ben köşede bekliyordum. Onlara PKK ile bağlantılarının olup olmadığını soruyorduk. Ancak, cevap vermiyorlardı. Bunun üzerine yanımdakiler Necati, Uğur ve Tilmann Geske'yi bıçakladı. Ben sadece orada ağızlarına havlu tıkadım ve ellerini bağlamalarına yardımcı oldum."