Bugün Türkiye'de kime
"Darbe olsun ister misiniz?" diye sorsanız, alacağınız cevap ezici çoğunlukla
"hayır" dır.
Elbette, azınlıkta kalan bir kısım aydın, siyasetçi, bürokrat her zaman darbeden yana oldu. Ama onların toplumda bir karşılığı olmadığını herkes biliyor.
Alın geçen yıl düzenlenen
"Cumhuriyet Mitingleri"ni...
Organizasyonunda kimlerin eli olduğu anlaşılan bu mitinglerde bile, sokağa dökülen milyonlar
"Ne darbe ne şeriat" pankartlarıyla yürüdü.
Peki, nasıl oluyor da darbe karşıtı bir toplum olmamıza rağmen, darbecilerle yüzleşemiyoruz?
Yunanistan halkı bunu yaptı.
Arjantin darbecilerle hesaplaştı.
En son
Endonezya'da darbe sorumluları yargı önüne çıkartıldı.
Ama
Türkiye'de kıllarına bile dokunulmuyor.
Geçmişte darbecilerin yargılanmasına yönelik bir iki girişim oldu ama hiçbirinden sonuç alınamadı.
Önceki gün meşhur
Nokta dergisi davası sonuçlandı.
Biliyorsunuz geçen yıl yeniden yayın hayatına başlayan Nokta dergisinde emekli orgeneral
Özden Örnek'in
"darbe günlükleri" yayınlanmıştı.
O günlüklerde 2004 yılında, dönemin kuvvet komutanlarının içinde yer aldığı
"Ayışığı" ve
"Sarıkız" kod adlı iki darbe girişimi bütün ayrıntılarıyla yer alıyordu.
Kıyamet koptu... Neler denmedi ki...
Yalan, iftira ve hakaret olduğu ileri sürüldü.
Hatta emekli orgeneral
Özden Örnek televizyonlara çıkarak meydan okudu.
Ardından dergiye baskın düzenlendi ve çok sürmeden yoğunlaşan baskılar nedeniyle dergi de kapandı.
Dahası bununla da yetinilmedi...
Emekli general
Örnek, Nokta dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Alper Görmüş hakkında
"iftira ve hakaret" davası açtı.
O andan sonra, tüm kamuoyu bu davanın nasıl biteceğini merakla beklemeye başladı.
Nihayet önceki gün bu dava sonuçlandı. İftira ve hakaretten yargılanan
Alper Görmüş "beraat" etti.
"Türkiye, tarihi fırsatı kaçırdı" Peki, bu ne anlama geliyor?
Çok basit, bu karardan "darbe günlükleri"nin doğrulandığı sonucunu çıkarmak mümkün...
Ama burası Türkiye olunca, ne yazık ki böyle olmuyor.
Ne olduğunu
Görmüş'ün avukatı
Ümit Kardaş şöyle anlatıyor:
"Savcı Genelkurmay ve Başbakanlık'a,
'Özden Örnek hakkında ne yapıldı? Soruşturma açıldı mı, günlükler var mı?' diye sordu, '
Herhangi bir veri yoktur' denildi. Bize ispat hakkı vermediler. Mahkeme de sadece
'hakaret ve iftira unsurları yoktur' diyerek beraat karar verdi."
Karar iyi gibi görünse de sonuç darbecilerle yüzleşme açısından pek parlak değil.
Oysa
"darbe günlükleri"nin Deniz Kuvvetleri'nin bilgisayarından çıktığı emniyet tarafından kanıtlandı.
Buna bir de savunma avukatlarının talebi olan eski Genelkurmay Başkanı
Hilmi Özkök ve gazeteci
Şamil Tayyar'ın tanıklıkları eklenseydi önemli bir adım atılmış olurdu.
Böylece dava Türkiye'nin darbecilerle yüzleşme davasına dönüştürülebilirdi. Eğer belgeler doğru değilse de bir
"aklanma" davası olurdu.
Ama olmadı...
Ümit Kardaş bu sonucu şöyle değerlendiriyor:
"Türkiye'de darbecilerin yargılaması yapılmadığı için bir türlü demokrasi de, hukuk devleti de olmuyor. İşin özü bu... Türkiye önemli bir fırsat kaçırdı."
Yayın tarihi: 13 Nisan 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/13//haber,B1B4B2F081B745E381FB94F7C2EED649.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.