kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Müzikte Doa'l seleksiyon

Pınar ÜZELTÜZENCİ
Doa yetenekli olduğu kadar çarpıcı ve güzel de bir genç kız. Rolling Stone dergisinin bu ayki sayısında röportajına yer verdiği genç şarkıcı: "Benim müziğimi dinleyince insanlar belki hiç sevmeyecekler, 'Bu kız ne yapıyor?' diyecekler ama yine de yaptığım şeyi dinleyince R&B'nin ne olduğu anlaşılacak!" diyor..
Kendi adını taşıyan ve R&B tarzında Türkiye'de yapılan ilk kayıt olan ilk albümü mart sonunda yayınlanan Doa, önceden kararlaştırdığımız röportaj mekânına yarım saat kadar geç geliyor. İzmir'in sakin ve sessiz düzeninde büyümüş biri olarak İstanbul'a pek aşina olmadığından bir yerden bir yere gitmenin ne kadar vakit tutacağını da kestiremiyormuş. Her yere geç kalıyormuş. Sürekli özürler dileyip duruyor. Henüz yaptırdığı kabarık sarı saçları konusunda sıkıntı çektiğini söylüyor yolda yürürken. Ama o kadar masum ve içten bir hali var ki, şimdi gidip iki saat sonra da gelse sorun olmayabilir. Masaya oturur oturmaz taze meyve suyu istiyor, onu da bulamayınca soda (içki ve sigara da kullanmıyor). Fonetik sebeplerden adındaki 'ğ' harfini düşüren Doğa, aslında Ankara doğumlu, ama bir yaşından beri İzmir'de. Babası Ankaralı, inşaat işinde. Annesi Adapazarılı elyafla uğraşıyor. Ankara hakkında en ufak bir fikri yok. Ailesinin tek çocuğu olarak, el bebek gül bebek yani...

-İzmir'de müzik ortamı nasıldı?
-Kendime ait bir müzik ortamım vardı. Bir arkadaşımla birlikte yaptığımız bir parça bir şekilde şimdiki prodüktörümün eline geçmiş ve çok ilgisini çekmiş. Beni İstanbul'a çağırdı. Rap grubu Karargah'ın albümünde yer alacak bir şarkıda düet yaptık, ilk kaydımı da böylece yapmış oldum.

-Bu arada hiç konser vermediniz mi?
-Sadece geçen hafta Viyana'da konser verdim.

-Viyana mı?
-Badem grubuyla birlikte gittik. Tecrübe kazanmak için ön grup olarak benim çıkmamın iyi olacağını düşündük. Onun dışında başka konser vermedim şu güne kadar.

-Nasıl geçti peki?
-Viyana çok güzeldi, ilk beş parçada çok heyecanlandım ama sonrası süperdi. Zaten performanstan yana bir sorunum yok sadece seyirciyle iletişim kurmayı öğrenmem gerekiyor çünkü hâlâ "ne konuşacağım ben şimdi" diye duruyorum tecrübem olmadığı için. Onun da birkaç konserde oturacağına inanıyorum. Başka hiçbir problemim yok canlı performanslarla ilgili.

-Müzik alanında kimlerle birlikte çalışmak istiyorsunuz?
-Mor ve Ötesi, Şebnem Ferah... Onların tarzını kendi tarzımla birleştirip farklı bir şeyler yaratmak isterdim. Ceza'yı da çok takdir diyorum... Prodüktörüm daha önce Ceza'nın albümüne altyapı yapmış, zaten tanışıyorlarmış. Benim albümüm bitmek üzereyken yine bir altyapı hazırladı. Ben de dedim ki 'Bunu en güzel Ceza okur'. Şans eseri Ceza da o hafta Taşoda'ya gelmiş. Hemen dinletmişler beni. Çok beğenmiş ve memnuniyetle kabul etmiş düet yapmayı.

-Profesyonel müzik eğitimi aldınız mı?
-Hayır, çünkü şan dersi alsaydım sesimin, müziğimin karakteri değişebilir diye korktum. Başka şekilde bir eğitim alacak olsaydım belki de şu anki gibi şarkı söyleyemeyecektim. O yüzden gospel gibi kendi dinlediğim ve çok sevdiğim türleri söyleyerek geliştirdim kendimi.

-Sizde bir ışık gördükleri için mi ders almanıza karar vermişler?
-Evet. Çocukken bir orgum vardı, başından kalkmazmışım. Bunu görünce onlar da müzikle ilgilenebileceğimi anlamışlar. Bana bir piyano aldılar. Zaten hep destek oldukları için piyano çalmamı, müzikle uğraşmamı da çok istemişler. Ve istedikleri şu anda gerçekleşiyor. Türkiye'de o yaşta bir çocuğun blues piyano dersleri alması herhalde fark yaratan bir durum, o yüzden de şu anda farklıyım zaten. Sonra ortaokulda da R&B'yle tanıştım. İnternetle birlikte epey bir şey araştırmıştım.

-Kıyafetleriniz R&B kültürünün bir parçası mı?
-Yok. Benim kıyafetlerim genelde hep dikkat çekicidir. Bir gün saçlarımı ördürmüştüm, vapurdayım, bir kız geldi yanıma. "Aa sen dansçı mısın?" diye sordu. "Değilim, ama dans etmeyi severim," dedim. Bir dans takımları varmış, katılır mıyım diye sordu. Direkt atladım ve bir buçuk yıl onlarla dans ettim. Hip hop, pop ve R&B dansları yaptık. İzmir, İstanbul, Bodrum, Marmaris gibi yerleri gezdik birlikte.

-İlk R&B kız grubu olarak lanse edilen Hepsi hakkında ne düşünüyorsunuz?
-
Bence Türkiye'de R&B konusunda bir boşluk vardı ve onlar da dans ettiği için bu yöne çekildiler. Bu belki prodüktörlerinin fikri olabilir ama öyle yapılmıyor R&B. Şarkı söyleyişleri de pop tarzında. Mesela Spice Girls gibi bir kız grubu olabilirler, iyiler ama R&B yapmıyorlar. Kötülemek için söylemiyorum ama onlar pop. Benim müziğimi dinleyince fark anlaşılacak. Belki hiç sevmeyecekler 'Bu kız ne yapıyor?' diyecekler ama yine de yaptığım şeyi dinleyince R&B'nin ne olduğu anlaşılacak burada da.