Cardinale'den sonra festival

Şekerci dükkanına girmiş çocuk misali biz sinemaseverler için festivallerin, özellikle yılın en önemli sinema etkinliği olan İstanbul Film Festivali'nin yarattığı heyecan malumdur. Bu göz alıcı filmler listesinde ne izlersek izleyelim, hep bir şeyler kaçırıyormuşuz duygusuna kapılırız. Ancak ben bu yıl çok farklı duyguları birarada yaşadım. Yıllardır ilk kez İstanbul Film Festivali'nin açılışına katılamamanın ve ilk günlerin hevesli koşuşturmasına dahil olamamanın tuhaf eksikliği birbirine eklenince mecburen yaptığım yolculuktan bir an önce dönmek zorunda kaldım. Dönüş yolunda, tanıştığım orta yaşlı bir sinefil benim İstanbul'a gelen Claudia Cardinale'yle söyleşi yapma şansını kaçırdığımı öğrendiğinde önce kınar gibi yaptıysa da anlayışla konuyu filmlere döndürdü. Neyse ki, daha festivalin başında sayılırız.

Rolling Stones Partisi!
İlk haftaya bugünden başlarsak, bir Paul Auster hayranı olan yol arkadaşım 'Martin Frost'un İç Dünyası'na gidecekmiş. Doğrusu ben de Auster'a yazar olarak hayli düşkünsem de satır aralarındaki hayalgücünün film formatında bu kez pek dağınık bulduğumu söylemek zorundayım... Bugünün festival programında Amerikan bağımsızları cenahında bir şeyler arıyorsanız, benim de henüz izlemediğim 'Kızkardeşim Evleniyor' var. Noah Baumbach'ın 'Mürekkep Balığı ve Balina'dan sonra bu filminde Nicole Kidman, Jennifer Jason Leigh ve Jack Black gibi oyuncular yer almış. Ama Milos Forman ustanın ülkemizde hiç gösterilmeyen 'Ragtime'mına gitmek gerek. Bu bağlamda yine bir müzik olayı olsun derseniz; Martin Scorsese'nin ünlü ve taze Rolling Stones belgeseli 'Shine a Light' ile bizi hareketli bir seans bekliyor. Hızını alamayanlar için bu gece Babylon'daki 'The Counterfeit Stones' gurubuyla gerçekleşecek Rolling Stones partisi de iyi gelebilir. Yarın (perşembe günü) Lou Reed'in 30 yıl sonra takdir gören meşhur albümü 'Berlin'in aynı adlı belgeseline gidin. Cuma günü Nazi işkencecilerinden Klaus Barbie üzerinden derin devlet meselesini de irdeleyen 'Düşmanımın Düşmanı' belgeseli ilgiye değer... Yakın tarihe önemli bir başka bakış da 'Alman Sonbaharı' ile geliyor. Fransız üstad Jacques Rivette meraklıları 'Baltaya Dokunma'ya özen göstersinler. Bu arada Greg Araki'nin 'Duman Altı' da merakımızı cezbediyor elbet. Gerçek bir olaydan yorumlanan 'Bir Amerikan Suçu' ise günlük listemizin başında. Üstelik Catherine Keener başrolde, 'Juno' ile hayran kitlesini köpürten Ellen Page de kadrodaymış.