İşte "o çoban" "96'lık" Taştan Candan

Altındağ'ın "At Pazarı Sokağı" nda bir kebapçı var:
"Meşhur Oltu Kebapçısı Sadık Usta."
Ankara kalesinin kapısının önündeki "saat kulesinin" yanında.

- Sadık Usta, kaç kardeşsiniz?
- 8.
- Sizin kaç çocuğunuz var?
- 2.
- Neden 3 değil?.. Ya da daha fazla... Başbakan'ı duymadınız mı?
- Abi iyi de, çocukları okutmak lazım.
Sadık Usta'nın oğlu "kolejde."
Kızı "Anadolu Lisesi'nde."

Yılların kebapçısı Sadık Candan "gerçekten meşhûr."
"Mekânına" turistler de geliyorlar.
"Çankaya'dan, Kavaklıdere'den" gelenler de var.
Arada bir Kemal Unakıtan da uğruyor.
Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ da, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da, Tarım Bakanı Mehdi Eker de.

Kebapçı Sadık'ın "96 yaşındaki babası" Taştan Candan, yazları "memleketinde."
"Erzurum-Aşkale'nin Yürekli köyünde."
Kışları ise Ankara'da, "oğlunun yanında."
Tesadüf işte, biz yemek yerken, "Taştan Amca" lokantaya gelmez mi?

- Amca, sağlığın nasıl?.. Ne yer, ne içersin?
- Bulgur çorbası içirem... Ayran içirem... Günde belkim 20 bardak çay içirem... Tereyağı ile bal yiyirem... Görirsen, turp gibiyem.

Taştan Candan'ın bizden bir ricası var:
- Seni kırmaz, oğluma söyleyesen, beni bir an önce köye yollasın.
- Amca bu yaşta köyde ne yapacaksın?
- Boş duranı Allah sevmez... Tarlayla, hayvanlarla meşgul olacağım.

Hani günlerdir "dağdaki çobanın oyu" konuşuluyor ya...
İşte, 96'lık Taştan Candan "dağdaki çobanın ta kendisi."
- Amca senin oyun ile şehirdeki okumuşun oyu bir mi?
- Efendi, sen dalga mı geçirsen?
- Dalga geçmiyorum... TV'de tartışıldı, görmedin mi?
- Görmişem... Ayıplamişem... Askere gitmişem, vatana hayırlı evlat yetiştirmişem... Bu yaşta hayvan güdirem, tarlada çalışırem... Atatürk' ün tanıdığı 1 oyu sen bana çok mu görirsen?