Saracoğlu'nda bir zafer gecesi

"İnanmak başarmanın yarısıdır" diye klişeleşmiş bir söz var.
Fenerbahçe bu sözün doğruluğunu bir kez daha kanıtladı. Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea gibi bir devi dize getirdi. Sevgili Rıdvan'ın dediği gibi, çarşamba gecesi Fenerbahçeli olmaktan gurur duyduk. Ne hukuk darbesi, ne demokrasiyi sünnet etme girişimleri.
Aklımızda sadece futbol vardı ve sahadaki zafer bizi gerçek anlamda sarhoş etti.
F. Bahçe, skora bakmadan, rakibin gücüne bakmadan kendi düzeninde oynadı ve İngiltere'nin dünya markası haline gelmiş takımını yenmeyi başardı.
Üst üste gelen can sıkıcı haberlerle bozulan moraller, Fenerbahçe'nin galibiyetiyle düzeldi.
Galatasaraylıların bir kısmının canı sıkıldı ama genelde memnuniyet duygusu ağır bastı, çünkü herkesin böyle bir moral desteğe ihtiyacı vardı. Çarşamba gecesi tribünleri görmek gerekirdi.
Kimse büyük işadamı, siyasetçi, yargı mensubu değildi o tribünlerde.
Herkes çocukluk, gençlik yaşlarına dönmüş Fenerbahçeliydi. Birbiri ardına gelen iki golle çocuklar gibi şen oldular. Turu geçer geçmez bilemem.
Sonuçta top yuvarlak ve Fenerbahçe'nin de en az Chelsea kadar şansı var.
Üstelik bu kez maça, galip gelebileceğini bilmenin güveniyle çıkacak.
Bu galibiyetten daha önemli bir şey var, Başkan Aziz Yıldırım'ın söylediği gibi, basamakları adım adım çıkıp bir Avrupa takımı olma gerçeği. Fenerbahçe artık bir sezonluk, bir maçlık başarılarla Avrupa'da adından bahsettiren bir takım değil.
Fenerbahçe artık bir Avrupa takımı.
Hiçbir maça umutsuz çıkmıyoruz.
Hiçbir rakipten ürkmüyor, korkmuyoruz.
Bunda tek tek futbolcular kadar teknik kadronun da rolü büyük.
Zico'nun dediği gibi, "Bu takımda ruh ve inanç var."
Fenerbahçe her yıl akıllı transfer politikasıyla kadrosunu biraz daha güçlendirip zenginleştiriyor.
Elinde Colin Kazım, Uğur, Gökhan gibi genç yetenekler var; bu yetenekleri usta ayaklarla uyum içinde oynatan iyi kalpli ve başarılı bir teknik adam var.
Dileriz, önümüzdeki yıl Galatasaray ve Beşiktaş da doğru ve yerinde transferlerle Avrupa'da söz sahibi olacak bir ekip oluştururlar ve sevinç gecelerimizin sayısı artar.
Futbolun bu kadar sevildiği bir ülkede, başarılı takımlara ihtiyacımız var.