Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Bu millette, kanlarında bozukluk olan, bu milletin bayrağı, toprağı, cumhuriyeti ve değer yargıları ile sorunu olanlar olabilir. Ama bunların marjinalin marjinali noktadaki konumlarını 70 milyona kesecek tarzda haksızlığı millete yapmayalım" dedi.
Faruk Çelik, Medya Örgütlenmesi Yoluyla Çocuk İşçiliğine Karşı Farkındalık Geliştirme Projesi'nin açılış toplantısına katıldı. Gündemi değerlendiren Çelik, Türkiye'nin gündeminin artık haftalık değil günlük olduğunu, 2 saat içinde gündemin değiştiğini söyledi. Çelik, "Bu, hukuk devletinde her şey hukuk çerçevesinde olur anlayışının oturmadığının açık göstergesidir. Her an, her şey üçüncü dünya ülkelerinde olur. Maalesef Türkiye bu talihsizlikleri uzun bir süredir yaşıyor. Bir çok mesafeler kat edilmesine rağmen yaşanan olaylar karşısında durumumuzun ne olduğunu herkes akli selim olarak düşünmelidir" diye konuştu.
"BEN SEN KAVGASI TÜRKİYE'YE ZAMAN KAYBETİRİYOR"
"70 milyon insan şüphe ve yargılarla bakarak ne elde edebilir" diyen Çelik, bunun birbirini dışlamaktan ve olumsuz alanlara itmekten başka faydası olmadığını söyledi. Çelik, ortak değerleri 70 milyonun sahiplendiği anda Türkiye'nin hiçbir engel tanımayacağını kaydetti. Ortak değerlere marjinal bakış, "ben varsam ortak değerler var, ben yoksam ortak değerler yok olacak" anlayışının zorlayıcı olduğunu ifade eden Çelik, "Ben olsam da, sen olsan da, olsak da olmasak da Cumhuriyet ve değerleri ilelebet yaşayacak anlayışını kılcal damarlarımıza kadar taşımalıyız. Ben sen kavgası Türkiye'nin zaman kaybetmesine ve yara almasına neden oluyor" dedi.
Tanım ve kavramlarda kargaşalarının yaşandığını ifade eden Çelik, Cumhuriyet ve demokrasiyi vazgeçilemez değerler ve kavramlar olmasında mutabakat sağlandıktan sonra geriye tartışacak çok fazla alanın kalmayacağını dile getirdi.
"YAŞANAN SICAK GELİŞMELER AK VE KARAYI ORTAYA ÇIKARACAK"
Türkiye'nin belirlediği hedeflere doğru ilerlemesi gerektiğinin altını çizen Çelik, bu ilerleme sürecinde "hızlanalım, hızlanmayalım, geri dönelim, geri dönmeyelim" politikasıyla varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığını söyledi. Yaşanan sıcak gelişmelerin bunları apaçık ortaya çıkaracağını kaydeden Çelik, "O zaman ak ve kara her şey daha iyi anlaşılacak" dedi.
Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu millette, kanlarında bozukluk olan, bu milletin bayrağı, toprağı ve cumhuriyeti ve değer yargıları ile sorunu olanlar olabilir. Ama bunların marjinalin marjinali noktadaki konumlarını 70 milyona kesecek tarzda haksızlığı millete yapmayalım. Doğru değil. Bu süreç demokrasimiz açısından cumhuriyetimizin ilelebet yaşaması açısından dönüşüme doğru gider. Türkiye'nin hak etmediği olaylar ve sahneler bu şekilde ortaya çıkmaya devam ederse kaybedecek olan 70 milyondur, Türkiye Cumhuriyetidir."
"SOSYAL GÜVENLİK REFORMU KAPATMA DAVASININ GERİSİNDE KALDI"
Sosyal Güvenlik Reformu'nun da kapatma davası ile birlikte geri plana düştüğünü belirten Çelik, sosyal güvenlikte yalnız finansman sorunun değil mevzuat sorunun da yaşandığını söyledi. Sistemin adaletsiz hale geldiğini ifade eden Çelik, adaletsizliğin Türkiye'nin ayıbı olduğunu kaydetti. Bu reformu rast gele bir yerinden bir yere sürüklemeye çalışanların reforma yanlış yaptığını dile getiren Çelik, reformun ana parametleri olduğunu söyledi. Çelik, "Şunu, bunu, onu da kaldıralım dersek şimdi ki mevzuatımızda zaten onlar mevcut" dedi.
"MUHALEFET OLUŞTURMA ÇABASINA SOSYAL GÜVENLİK REFORMU KURBAN EDİLMEMELİ"
Türkiye'ye karşı herkesin bir sorumluluğu olduğunun altını çizen Çelik, bu reformun çatısının doğru çakılması gerektiğini dile getirdi. Çelik, "İsterseniz ben 65 yaşla ilgili 9 bin prim günüyle ilgili düzenlemeleri mevcut tasarıdan çıkarabilirim. Niye çıkarabilirim zaten geçmiş Meclis'ten. Ben kademelerde iyileştirme yapmak için onu geçiriyorum. Sizde ses çıkarmamışsınız yada yeteri kadar ses çıkarmamışsınız. Şimdi bunları yasamızdan çıkarırız diyebiliriz ama bunlar doğru şeyler değil" diye konuştu.
Toplumsal muhalefet oluşturma sürecinin yaşandığı bir ortamda bulunulduğunu belirten Çelik, Türkiye'nin normal bir süreç yaşamadığını söyledi. Çelik, masa başında konuştuktan, anlaştıktan sonra kimsenin bir muhalefet oluşturma çabası içinde sosyal güvenlik reformunu kurban etmesinin doğru olmayacağını kaydetti.
"BASKI ALTINA GÖRÜŞ SİYASETTE BÜYÜYEREK YER ALIYOR"
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, AKP'ye ilişkin kapatma davasının Türkiye'de var olan demokrasinin sınırları açısından son derece düşündürücü olduğunun altını çizerek, "Cumhuriyet tarihimize baktığımızda parti kapatmaları ve siyaset yasaklarıyla hiçbir yere varılmadığını, aksine bu tür uygulamalarla baskı altına alınmak istenen siyasi görüşlerin siyasette daha da büyüyerek yer aldığını göstermiştir. Demokrasiyi daha da geriye götürecek bu tür yaklaşımların yakışmadığını düşünüyoruz" diye konuştu.
"DEMOKRASİ SINAVI VERİYORUZ"
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ise toplumun büyük kesiminin zararlı çıkacağı bir sürecin yaşandığını kaydederek, Türkiye'nin demokrasi sınavı verdiğini söyledi. Uslu, "Değil bir krize kriz beklentisine dahil tahammülümüz yok. Siyasi tartışmalar ve gerginlikler öncelikli sorunlarımızın önüne geçiyor" dedi.
(ANKA)
Yayın tarihi: 18 Mart 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/18//haber,EDFC9613F3E04141BEEAE44921F1B6E3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.