Çin resimlerinin satış rakamları bir yandan da Türkiye'de 'resme' yabana atılmayacak bir talep olduğunu gösteriyor. Ama bu kitlesel ilgi hangi sanata? Ressam Mehmet Güleryüz'ün net bir cevabı var: "Düşük ayarlı altınla kaplı bakır takılara piyasada yer varsa bu tür resimlere de yer olacaktır. Bu bilgisiz, vasat ve vasat altı alıcının tercihi olabilir. Bilinçli bir sanat alıcısı ise bu tür ucuzluklara mesafeli olacaktır." Güleryüz, Türkiye'ye ve diğer ülkelere çok kaynaktan sanatsal değeri düşük ve menşei bilinmeyen yapıt akışı olduğunu söylüyor ve sahte para basan kalpazan organizasyonlarıyla bu tür resim üreticisinin benzer olduğunun altını çiziyor. Türkiye'de artan zenginlik estetik düzeyin ve ihtiyacın yükselmesiyle paralel yürümüyor. Bu duruma dikkat çeken Muzaffer Akyol, parası olanın ucuz resme gittiğini ve bu sebeple akademiden mezun olanların iş bulamadığını, galerilerin de iş yapamadıklarını söylüyor. "Ülke duyarlılığının önü kesildi. Eskiden 'Duvarımda bir resim olsun' diye düşünen duyarlı vatandaşlarımız, gelip taksitle de olsa orijinal resim alırlardı. Bugün, bu tür insanlara rastlamak mümkün değil." Cevat Sarıkartal ise belli bir süre Çin resimlerine karşı direnmiş, ama rakip iki firmanın resimleri getirmesiyle kendisi da bu işe başlamış. "Bir yanım sanatsever, bir yanım da tüccar. Ticaretin de kuralları ve gelenekleri var. Olduğunuz yerde duruyorsanız, birileri gelip sizi geçiyor. O zaman rekabet şansınızı kaybediyorsunuz ve sorumluluklarınızı yerine getiremez oluyorsunuz," diyor. Ayrıca, devletin Çin resimlerine gümrük koyması ve gerçek sanatla yapay sanatın Türk halkına anlatılması gerektiğini söylüyor.
Yayın tarihi: 16 Mart 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/16/pz/haber,EAFAD91831DD428F82FF7EF2D6620ABB.html
Tüm hakları saklıdır.