Geçen gidişte Ceylan Ticaret'te (Şükrü Ceylan) çay içmiştik. Sonra duyduk ki, Şükrü bey
"düşmüş." "Kalça kırığından" yatıyor. Dükkana oğlu Bünyamin bakıyor.
"Geçmiş olsun" demek için uğradık. Çarşı esnafı başımıza toplandı. İlk
"söylem" Bünyamin'den:
-
Bir şehri güzelleştiren esnaftır. - Esnaf olmasa şehirde nereye gideceksin?.. Nasıl vakit geçireceksin?
-
Bugün esnaf zorda. Bunu büyüklerimize söyleyesin. Sonra sözü bir başkası aldı:
-
Liceliyim... Annem bana Zazaca ninni söyledi. - Sonra Kürtçe'yi öğrendim.
-
En son da Türkçe'
yi." Derken
"biri" sohbete karıştı.
- Size bir askerlik hatıramı anlatayım. Anlattı. İskenderun'a askere gitmiş. Annesiyle, telefonla konuşuyormuş.
"Zazaca." Komutan duymuş, çağırmış:
- Yabancı dille konuşma. - Komutanım, yabancı dil İngilizce'dir... Ben Zazaca konuşuyorum.
- Zazaca konuşmayacaksın... Türkçe konuş. - Ama annem Türkçe bilmiyor ki.
Söz yine esnaftan bir diğerinin:
- Yavuz abi, Kral TV'
de bir program var. 30 saniyeliğine başbakan oluyorsun. - Eeee?
- Ben 30 saniye başbakan olsam ne yaparım, söyleyem mi? - Söyle.
- İşsizliği önlerim... İşi olmayan ne yapar?.. Eve ekmek götüremez... Karısı eder dırdır da dırdır... Bunalıma girer... Dağa çıkar.
Yayın tarihi: 16 Mart 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/16//haber,22869952CE2F403D8CC38B4700885E37.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.