Güler Sabancı: Belirsizlikler var, moraller bozuk
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, dünyada yaşanan finansal belirsizliklerin Türkiye açısından ciddi fırsatlar da barındırdığını kaydetti.
Güler Sabancı, holdingde bazı gazetecilerle bir araya geldiği sohbet toplantısında, Migros'un satışına ilişkin olarak, detaylı, içeriden
baktıklarında kendileri açısından zorlukları daha iyi gördüklerini anlattı.
Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Ahmet Dördüncü de konuyla ilgili olarak, o dönemde, gizlilik anlaşması yaptıklarını ve bağlayıcı olmayan
bir teklif verdiklerini hatırlatarak, o zamanki referans değerlerle, beklenen değerlerle, kendi buldukları değerler arasında fark olduğunu
ayrıca, Migros'u satın almaları halinde Carrefoursa ile birleştirmelerinin de zor ve uzun bir süreç olacağını gördüklerini, Rekabet Kurulunun vereceği kararlarla ilgili olarak tereddütler oluştuğunu, tüm bu tespitleri üst üste koyup ortaklarıyla birlikte, "Biz kendi yolumuza devam edelim" kararı verdiklerini bildirdi.
Dördüncü, bir gazetecinin, holdingin cirosunun yüzde 55'inin Akbank'tan geldiğini ve bunun dengeli bir durum olup olmadığını sorması üzerine,
bunun dengeli bir durum olmadığını ancak, bu konu üzerinde ciddi çalışıldığını ayrıca, Türkiye'de son 2-3 yıldır bankacılığın dolayısıyla
Akbank'ın büyümesinin de memnuniyet verici olduğunu, finans dışı varlıklarının bu büyüme performansına yetişmesinin zor olabileceğini
söyledi.
ENERJİ
Güler Sabancı, holdingin bu yıl için 1,5 milyar dolar yatırım hedefi olduğunu, bunun yaklaşık yarısının enerji yatırımları olarak planlandığını, enerjiye para ayırmaya devam ettiklerini belirterek, bunların etkisinin 2010 yılından sonra görülebilecek uzun vadeli yatırımlar olduğunu söyledi.
Sabancı, Türkiye'nin önünde, bu senenin sonuna doğru çok ciddi bir enerji darboğazı olabileceğini, bu darboğazı yumuşak geçmek için kamunun elindeki tesislerin özelleştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Kendilerinin bu sektördeki en erken yatırımının 2010 ağustos ayına yetişebildiğini, dolayısıyla yeni yatırım yapacak zaman olmadığını aktaran Güler Sabancı, enerjiyi Türkiye'nin önündeki en büyük engellerden biri olarak niteledi.
Sabancı, verimlilik ve kapasite artışı için sözü edilen tesislerin muhakkak özelleştirilmesi gerektiğini yineleyerek, Türkiye'nin böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu, bu konuyla ilgili Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci ile de konuştuğunu, olayın bilincinde olduklarını, çalıştıklarını söyledi.
Bir gazetecinin, Enerji Bakanlığıyla ilgili bazı kuruluşlarda devam eden soruşturmaları hatırlatıp, "Belki fırsat bulamıyorlardır"
değerlendirmesi üzerine de Sabancı, "Kaygı verici... Haklısın... Söyleyecek birşey bulamıyorum" karşılığını verdi.
Enerji sektöründe özelleştirmenin şart olduğunu, var olan durumun sürdürülebilir bir durum olmadığını anlatan Güler Sabancı, yapılması
gereken verimlilik ve kapasite artışı yatırımlarının özel sektör tarafından yapılabileceğini belirterek, "Satsınlar da biz alalım diye
değil. Sadece bizim için değil, Türkiye için de gerekli..." diye konuştu.
Güler Sabancı, çimento sektöründe yaşanan gelişmeler ilişkin bir soru üzerine de "sektörde birden bire satmak isteyenlerin çıktığını"
kendilerinin ise satın aldıkları 2 fabrikadan daha fazla büyüdüklerini, ancak kendileri gibi çok büyüyen olduğunu da kaydetti.
RESESYON
Güler Sabancı, dış piyasalarda yaşanan tedirginliğe ilişkin olarak da ABD kökenli bu hareketlerin ardından dünyada ciddi belirsizlikler
yaşandığını, morallerin bozuk olduğunu, dünyada bir güven sorunu yaşandığını anlattı.
Krizin gerçek çapının mart ayı sonu gibi görüleceğine ilişkin söylentilerin de varlığına işaret eden Güler Sabancı, Türkiye bundan hiç
etkilenmeyecek demenin doğru olmayacağını ama bunun altında Türkiye için çok ciddi fırsatlar da bulunduğunu dile getirdi.
Artan petrol fiyatları dolayısıyla Türkiye'nin güney ve kuzeyindeki bölgelerde, ülkelerde para biriktiğini, bu paranın sözü edilen riskler
nedeniyle Batı'ya gidemediğini belirten Sabancı, "Akıllı olursak bize gelebilmesi lazım..."
Orta vadede böyle bir likiditenin Türkiye'ye gelmesinin cari açığın finansmanı açısından da fayda sağlayacağını, bunun da Türkiye'nin
reformlara odaklanmasını kolaylaştıracağını aktaran Sabancı, Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı ve Türk Ticaret Kanunu'nun bir an önce
yasalaşması gerektiğini ifade etti.
Sabancı, "Bir türlü Meclis gündemine gelmiyor. Ben gündem ekonomi olsun derken bunu kastediyorum. Bir çok şey hazır ama aksiyona gelmesi lazım, istiyoruz" dedi.Güler Sabancı, IMF ile yola devam edilip edilmeyeceğine ilişkin olarak da IMF ile farklı bir çerçeve, yapı içinde, dünyada böyle belirsizlikler varken devam edilmesinin faydalı olacağını, IMF'nin bir çıpa olduğunu belirterek, "Takip eden bir kurum olsa daha iyi olur" dedi.
AB'nin de Türkiye için bir çıpa olduğunu belirten Güler Sabancı, "Geçen sene iki taraflı olarak yavaşladık onlar da biz de... Ama bu süreç bizim
için önemlidir. Bu süreç hükümetlerin ömrünü aşar, Türkiye için önemlidir" dedi.
REEL SEKTÖR
Bir gazetecinin reel sektörün zor durumda olduğuna ilişkin değerlendirmeleri üzerine de Güler Sabancı, "Türkiye'de artık gecikmeden
reel sektöre önem ve özen göstermeliyiz. Reel sektörün verimliliğini artıracak bir yaklaşıma ihtiyaç var. Reel sektöre odaklanmak lazım" diye
konuştu.Sabancı, kayıtlı reel sektörü olumsuz etkiyen kayıt dışı meselesinde çözüm bulunması gerektiğini, kayıt dışına sadece vergi zararı olarak bakılmasının yanlış bir yaklaşım olacağını, kayıt dışının verimliliğe dayalı rekabet yerine rant ekonomisini getirdiğini, bu sorunun
Türkiye'ye esas zararının bu olduğunu aktardı.
AA
Yayın tarihi: 29 Şubat 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/29//haber,C8C530DE949949D6B2FF137637B7AB3E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.