Şimdi gelin, olayı bir de tersten düşünelim: Bildiğiniz gibi bazı rektörler üniversitelerinin kapılarını açtı.
Peki bu hocalar suç mu işledi?
Hayır! Çünkü...
1 ) Bu rektörler, Anayasa'ya ve yasalara aykırı davranmıyor...
2) Daha da önemlisi: Bir savcının, bu rektörler hakkında dava açmaya kalkıştığında, dayanacağı herhangi bir yasa maddesi bulunmuyor.
O halde hukuksuzluğu savunanların... Yani ÜAK'nin dünkü bildirisine imza atanların istifa etmesi gerekiyor.
Bir soru daha: Hukuki durum buysa... O halde savcılar niye yasakçı rektörlerin üstüne gitmiyor? Niye, tam tersine, rektörlere, "
Yasak masak yok, kapıları açın " diyen YÖK Başkanı'na karşı harekete geçiyor?
Çünkü... Anayasa'da
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir "
hukuk devleti " olduğu yazıyor ama... Maalesef bizimki
" hukukun herkesi bağladığı " bir devlet değil.
Türkiye'de Fransa Kralı
14'üncü Louis gibi "
Devlet benim " diyen bir kesim var.
Ben o kesime, bazı siyaset bilimcilerinin de kullandığı tabirle, "
bürokratik elit " diyorum.
Gördüğünüz gibi toplumda da uzantıları olan (mesela komünistler ondan yana!) bu elit... Ne Meclis'i dinliyor, ne yasalara uyuyor, ne de adil davranıyor. Bu eliti demokratik yollarla aşmak kolay değil.
Ancak eldeki tek araç da bu: Dolayısıyla demokratik mücadele devam edecek.
Yayın tarihi: 29 Şubat 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/29//akoz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.