8 kişilik kalecisiz Fener'i yen sonra da çocuklar gibi sevin!..

Kalecisiz 8 kişilik Fenerbahçe'yi zor yenen Galatasaraylı oyuncuların bu çılgınca hatta çocukça sevinci şunu belgeledi; Galatasaray, Real Madrid'i yenip Süper Kupa'yı aldığı zaman bile bu kadar sevinmedi!
Oysa Galatasaraylı oyuncular maçtan sonra başları önde soyunma odasına gitmeliydi. "Biz Galatasaraylı oyuncular 8 kişilik Fenerbahçe'yi zor yendik. Bu sevinci hiç de hak etmedik" demeliydiler. Bu maç bir başka konuyu yani biz medyanın yeni statüsünü de belirledi. O da şu ortak düşman hakemler! Fenerbahçe ve Galatasaray, "yazılı kuralları uygulayan" hakem Cüneyt Çakır'ı yok etmek isterken, Türk medyası da ikiye ayrıldı. Çoğu Fenerbahçe'nin azı ise Galatasaray'ın savunma avukatı oldular. Yazık!.
Konuyu değiştirelim efendim!
Beşiktaş Başkanı Sayın Demirören yanına yöneticileri de alarak Rize maçının devre arasında soyunma odasına iniyor. " Ne var bunda?" diyeceksiniz? Şu var efendim menajer Sinan Engin ile antrenör Ertugrul Sağlam'ın kariyer ve karizması o an sıfırlanmıştır. (8-0'lık Liverpool hezimeti sonrasında soyunma odasını tekmeyle açan başkan o başkan değil miydi?) Bakınız efendim arabesk futbol kültürümüz hangi noktaya geldi. Sporsever futboldan nefret etti. Seyirci tribünlerden kaçtı.
Şimdi Türk medyası neyi tartışıyor? Cüneyt Çakır'ın kırmızı ve sarı kartlarını. Oysa hakem Çakır kuralları uyguladı. Avrupalı bir hakem gibi maç yönetti. Eğer tartışmamız gereken bir nokta varsa o da kaleci Volkan Demirel'in sportif tutumu.
Gerisi hikaye!