kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Şubat 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
ŞİRİN SEVER

Cihangir'deki 13 numara

Önce günlük gazeteler, ardından haftalık dergiler, sonra aylık dergiler derken bu 'görev' gibi okumalar bazen insana 'bi dur ya' dedirtiyor. O yüzden Marie Claire dergisinde her ay keyifli yazılara imza atan İzzeddin Çalışlar'ın, şubat sayısındaki yazısını geç fark ettim. Son günlerdeki Cihangir tartışmalarına bir gönderme yaparak "Cihangir'de sadece libido alışverişi oluyor sanabilirsiniz, aksine semtimiz küresel standartlarda, çok üst düzey insan kaynağına sahip" diyor ve ekliyor: "Çünkü tek Nobel ödüllü vatandaşımız burada yaşıyor. Siz onu New York'a kaçtı sanabilirsiniz ama öyle değil, dersleri bittiği an evine dönüyor olsa gerek, çünkü sık sık burada..." 'Orhan Pamuk'la komşuluk ilişkilerini anlatıyor herhalde' diyerek iştahla okumaya devam ettim. Ama onun derdi 'bi parça' mavra yapmakmış! İşte anlattıkları: "Ben üstadın ne zaman Cihangir'e gelip gittiğini çok yakından takip edebiliyorum. Bunun sebebi yakın komşuluk ilişkilerimiz değil, geldiği zamanlar bizim kapının önünde iki koruma memurunun bekliyor olması... Kapıda polis beklemesinden kişisel bir şikayetim yok, en azından 13 numara buradayken, hırlısıyla ünlü Cihangir'de eve hırsız girme ihtimali ortadan kalkıyor!" 'İyiymiş' dedim, okumaya devam ettim... Türk dili Nobel ödülüyle buluştuğu gün, kendi deyimiyle 'o dönemdeki nemrutluğuyla ünlü' kapıcı (pardon apartman görevlisi) Kazım Efendi'ye bir espri yapmış, "Duydun mu? 13 numara Nobel almış" demiş. Sonradan bu söylediğine kendisi de çok gülmüş... Ardından, mesleki deformasyon olsa gerek, mektep arkadaşlarının mail grubuna, bunu kapıcı Kazım söylemiş gibi yazmış ve bu espri dalga dalga yayılmış. Bir süre sonra Çalışlar'ın kendisi bu espriyi başkalarından duymaya başlamış. Hasan Cemal köşesinde yazmış, Milliyet'ten arayıp kapıcıyla röportaj yapmak isteyen bile olmuş! Önce bozmamış ama sonradan bunun masum bir espri olduğunu anlatmak zorunda kalmış herkese. Bunu okuyunca çok güldüm... Çalışlar'ın da söylediği gibi, her şaka bir risktir ne de olsa...