CHP lideri
Deniz Baykal'a,
"Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliği konusunda ne öneride bulundu?" sorusunu yönettim.
Yanıtı kısa bir o kadar da şaşırtıcı oldu:
"Cumhurbaşkanı'ndan öneri gelmedi; Başbakan bir teklifte bulundu." Ardından Başbakan
Tayyip Erdoğan'dan gelen teklifi aktarmaya başladı:
"Başbakan, 'Türban için Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyin, YÖK Yasası'nın Ek 17'nci maddesini istediğiniz gibi yönlendirin; siz yazın. Biz de size destek verip Meclis'ten aynen çıkaralım'
teklifinde bulundu." Öneriye ne yanıt verdiklerini sordum.
"Tabii ki kabul etmedik..." dedi.
Baykal, gerekçesini de şöyle açıkladı:
"Ben kendisine 'Ek 17'nci madde için MHP ile anlaşıp Meclis'e teklifte bulundunuz. Şimdi MHP'yi yarı yolda bırakıp bize geliyorsunuz. Ama biz topluma söz verdik; Anayasa Mahkemesi'ne gideriz, dedik. Söz verdik mi yarı yolda bırakmayız; yerine getiririz. Sizin birlikte yola çıktığınız arkadaşlarınızı ne durumda bıraktığınız ortada'
mesajını yolladım. Ayrıca biz değişikliğin Anayasa'ya aykırı olduğuna inandığımız için Mahkemeye gidiyoruz..." "Öneri getirmedi, istendi" Bu aşamada Cumhurbaşkanı'nın Anayasa değişikliğini onayladıktan sonra yaptığı açıklamada yer alan bir bölüme dikkat çektim.
Cumhurbaşkanı değişikliği onaylamak için 11 gün beklemesinin nedenini, sivil toplum örgütlerinin siyasi partiler nezdinde yaptığı girişime bağlamıştı.
"Anayasa değişikliğine gerek kalmadan çözüm" bulunması ihtimalini değerlendirmek için beklediğini söylemişti.
Bu görevi de TOBB Başkanı
Hisarcıklıoğlu üstlenmişti.
Baykal'a,
"Hisarcıklıoğlu size öneri getirmedi mi?" diye sorduğumda yanıtı net oldu:
"Bir öneri getirmedi, bizim öneri yaratmamızı istedi; bunu Cumhurbaşkanı'na sunacağını söyledi. Ben Cumhurbaşkanı ile özel bir temas arayışında değilim. Cumhurbaşkanı da bana bir mesaj göndermiş değil. Bu arayışın bir parçası olmam dedim." "Bize öneri getirmedi..." Hisarcıklıoğlu'nun görüştüğü diğer parti DSP lideri DSP lideri
Zeki Sezer'e de aynı soruyu yönettim.
Sezer, Hisarcıklıoğlu'nun
"ekonomideki sıkıntıları kendisine aktardığını" belirtip ekledi:
"Anayasa Mahkemesi'ne türbanın taşınması halinde toplumun gerileceğini söyledi. Ben de Sayın Başbakan ve MHP'ye de önerdiğimiz, 'Tekliflerinizi geri çekin, birlikte çözüm arayalım'
önerimizi tekrarladım. Cumhurbaşkanı veto ederse önerimizin yeniden hayat bulabileceğini belirttim. Hisarcıklıoğlu dinledi, öneri getirmedi; bir daha da aramadı..." Anayasa değişikliğini hazırlayan ve destek veren MHP'ye de öneri gitti mi?
MHP milletvekili
Deniz Bölükbaşı,
"Bize gelmedi" dedi.
Hak-İş tepkisi TOBB ile birlikte hareket eden Hakİş Başkanı
Salim Uslu'ya formüllerini sordum.
"Bu konuda formül geliştirmek gibi amacımız yok, olamaz da" deyip devam etti:
"Cumhurbaşkanı ile siyasi partiler arasında arabuluculuk yapma gibi misyonumuz da olamaz; bize de düşmez. Sayın Cumhurbaşkanı siyasi parti liderleriyle kendisi temas kurar; aracılığımıza ihtiyaç duymaz. Amacımız gerilimin ortadan kaldırılmasına dönük ne yapılabilir arayışının ötesinde değildi..." Uslu,
"geç kaldıklarını da" belirtip DSP lideri Sezer ile aynı paralelde konuştu:
"Anayasa değişikliği Meclis'e gelmeden inisiyatif almalıydık. Şimdi girişimimiz başarısız olduğu için Cumhurbaşkanı onayladı görüntüsü doğru değil. Çünkü bizim arayışımız ve arabuluculuğumuz yok..." Peki bu durumda ne olacak?
Anlaşılıyor ki, CHP Anayasa Mahkemesi'ne giderse 1991'dekine benzer bir durum daha ortaya çıkacak.
Yayın tarihi: 24 Şubat 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/24//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.