ABUZİTTİNCİM, Ben sanırdım ki yalnız cumhurbaşkanlarıyla başbakanlar, gökyüzünde, gazetecileri etraflarına toplayıp demeç verirler, onlarla sohbet ederler.. Meğer bazı adamlar da "rüşvet alacakları" kişileri uçağa bindirip işi gökyüzünde bağlarlarmış azizim..
TT Havayolları'nın sahibinin iddialarını, bilmem, okudun mu? Adam diyor ki
"Sivil Havacılık Daire Başkanı beni Ankaraİstanbul uçağına bindirdi ve şirkete uçuş izni vermesi için, 800 bin dolar rüşvet istedi!" Tabii burada bi sürçü lisan durumu var "bahşiş" demek istiyor. "800 bin dolar" bahşiş istemiş!
Olayın üzerine giden Vatan gazetesi.
Hürriyet de çarşamba günü internet sayfasından verdi. Esas gazetede yoktu. Belki şimdi vermişlerdir. Oysa benim bildiğim, haberin orijinali Hürriyet'e çok önceden ulaşmıştı ama nedense işin üzerine gitmediler.. Her neyse, bu Sivil Havacılık denen daire "Göğün patronu" gibi bi şi Abuzittincim.
Şöyle "patron"u.. Bunların "okey"i olmadan bi tek uçak havalanamaz, bi tek pilot adımını kokpitten içeri atamaz. Uçak kazalarını da bunlar araştırıp son sözü söylerler. Yani astıkları astık kestikleri kestik.
Mesela sen bi şirket kurdun, uçaklarını aldın.. Lisansı Sivil Havacılık verecek..
Hangi hatlara uçabileceğini gene Sivil Havacılık saptayacak. Neden "göğün patronu" dediğimi anladın.
İşte, iddiaya göre, "patron" biraz bahşiş istemiş. Olur a.. Sıkışmıştır.. Dünya hali bu.. Öteki de herhalde fazla buldu (alt tarafı 800 bin dolar!) ifşa etmiş. Yazılanlardan anlıyoruz ki iş mahkemelik. Ben "patron"un adını, kulakları çınlasın, Emin Çölaşan'ın yazılarından hatırlıyorum. Bi takım abidik gubidik işlerden dolayı hakkında daha önceleri de davalar açılmış bi beyfendi kendileri.
Şimdiki göreve geldiğinde de bi çok insan hayret etmişti
"Burası teknik bi dairedir. Havacılıkla hiç ilgisi olmayan biri buraya nasıl atanır?" demişlerdi.
Pek tabii yanlış düşünüyorlardı çünkü patronun soyadı Arıduru idi ve buradaki "Arı"doğuştan bi uçucu olduğunu zaten açıkça ifade etmekteydi.
Uzatmim Abuzittincim tut ki şirket sahibisin uçaklardan birinin teknik bi sorunu var. Ama uçak yerde kaldı mı o gün on binlerce dolar zarardasın. N'apmak lazım.
Ver bahşişi bağla işi.. Aman yanlış anlama bu hep böyle oluyor demiyorum ama "acaba olabilir mi?" diye düşünüyorum.
Vatan gazetesinde yazılanlar insanı böyle düşündürüyor. Esasında, tüyleri ürpertici bi durum. Uçak düşebilir yani.. Neyse, düşerse düşer, uçak bu, ecel! Mesela son Isparta olayı. Bizim basında unutuldu ama tahkikat sürüyor ve belki de Amerikalı avukatların bastırmasıyla bi takım garip gerçekler ortaya çıkıyor; EQWS cihazı arızalı bi uçağın uçmasına nasıl izin veriliyor acaba? EQWS nedir dersen sayfa doldu, haftaya devam ederiz Abuzittincim.
Ha, son bi not: Belki hatırlarsın, Ali Arıduru'yu Sivil Havacılığın başına getiren kararnameye Cumhurbaşkanı Sezer karşı çıkıp imzalamamıştı. Gül'ün ilk işlerinden biri imzalamak oldu!
Bu işler böyle Abuzittincim, kafayı fazla takmamak lazım.. Fazla kafaya takmadan "uçuşa" devam. EQWS imiş ILS imiş, VOR, CVR, FDR bunlar önemli değil.. Var mı BAHŞİŞ.. Sen uçmana bak.
Ne demiş Atatürk?..
"İstikbal göklerdedir.." En azından bazılarınınki öyle.. Bu vesileyle münasip yerlerinden öperim kardeşim.
Güneş.
Bugünkü Tüm Yazıları
Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Yayın tarihi: 24 Şubat 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/24//haber,262225ADF98E47A79A1BED2DA897336C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.