Birbirlerine deli gibi aşık bir çift. Adam beyin tümöründen ölmeden önce planlar her şeyi... Kendisini unutamayacağını, bu yüzden hayatını yaşayamayacağını düşündüğü karısına, kendisi öldükten sonra ulaşacak şekilde bir dizi mektup bırakır. Mutlu olmasını, hayatına anlam katacağına inandığı mesleği yapmasını, eğlenmesini öğütler bu mektuplarda. Gece gideceği barı bile ayarlamıştır! Kadın bu mektupları belirli aralıklarla ve sürpriz şekillerde aldıkça bu kez, kendini bu mektuplara bağlar ve sürekli bu mektuplarla avunur. O yüzden öldükten sonra sevdiğin insana mektup bırakmak ne kadar sağlıklı, düşünmeye başladım doğrusu! Ama son zamanlarda izlediğim en romantik film ve hikaye buydu diyebilirim. Yani P.S. I Love You... Hillary Swank ve Gerard Butler başrolde. Böyle hoş, böyle güzel gülen bir adam daha yok; o ayrı! Salondan çıkan herkes aynı kritiği yapıyordu: Sabun köpüğü gibi film zannettik, ağla ağla mahvolduk! Müthiş güzel bir sahne vardı filmde, paylaşmalıyım sizinle... Kocası öldükten sonra beğendiği tek erkekle sevişmek üzeredir Hillary Swank ancak kendini rahat hissedemez bir türlü, bırakamaz adamın kollarına. "Çok beğendiğim bir ayakkabıyı deniyor gibiyim ama ayağıma olmuyor bir türlü..." der... İşte adamın cevabı: "Sen de çıplak ayakla yürü o zaman..." Sinema eleştirmeni değilim, her zaman film tavsiye etmem; bilin ki kaçırmanızı istemiyorsam yazmışımdır!
Yayın tarihi: 20 Şubat 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/20/gny/haber,CACFF5D33E724D98AB20A4F337333A73.html
Tüm hakları saklıdır.