İnternet her şey gibi modayı da değiştiriyor

Bu günler, moda sektörü için önemli günler... Modanın devleri 2009 kışında bizlere dikte edecekleri trendler ve görünümleri sergilemek üzere New York senin, Londra benim; defileden defileye koşuyorlar. Oysa 2008 yazında giyeceklerimiz vitrinlerde daha yeni belirmeye başladı. İşin daha da garibi, bu yazın moda eğilimlerini de (internet siteleri ve blog'lar sağ olsun) defilelerin yapıldığı andan, yani geçen eylül ayından beri biliyoruz. Defilelerde sergilenen prototiplerin podyumdan inip üretilmeleri ve mağazalara erişmeleri ise yaklaşık altı ayı buluyor. Zaten Eda Taşpınar'ın taklitleri de böyle yakalanmamış mıydı; daha üretimi bile tamamlanmamış kıyafetlerle arz-ı endam ettiği için?

HALSTON'I DİRİLTTİ
Defilelerle satış arasında geçen bu süre, ünlü markaların korkulu rüyasına dönüştü. Tasarımcının konukları selamladığı andan itibaren internete düşen fotoğraflar yüzünden Prada'nın çiçekli elbiseleri H&M'in, Chloe'nin transparan gömlekleri Zara'nın tasarımları sanılır oldu. Perakende zincirlerin 'hızlı moda'sına ayak uyduramayan modaevleri, defilelerin geçerliliğini bile tartışmaya başladı. Ve derken bu gidişata 'Dur,' denebileceğinin sinyalleri, geçtiğimiz hafta New York'tan geldi. 1970'lerin ünlü moda markası Halston'ı yeniden diriltmeye karar verenlerin arasında, lüks ürünler satan internet sitesi Net-aporter'ın kurucusu Natalie Massenet de vardı.

YILDA 1 MİLYAR DOLAR
Massenet, 4 Şubat'ta yapılan defileden iki modeli (1.495 dolarlık bir gömlek elbise ile 1.795 dolarlık ipek gece elbisesi) hemen ertesi gün sitesinde satışa çıkardı. Her iki modelin de, birkaç gün içinde tükenmesi, Halston'ın bu sefer tutunabileceğine işaret olarak algılandı. Ne de olsa lüks markaların başarısı, artık Net-aporter'daki satışlarıyla ölçülüyordu! Evet, lüks sektörü 1 milyar dolarlık önemli bir gelirini internet siteleri üzerinden sağlıyor artık. Yedi yıl önce kurulan ve bugün günlük 2 binin üzerinde siparişle, yılda 70 milyon dolar kâr eden Net-aporter da, bu yeni akımın başrol oyuncusu. 8.000 dolarlık Valentino elbiselerin saatler içinde tükendiği yer de orası, Halston gibi ikonik markaları, akıllı pazarlama yöntemleriyle vintage mağazalarından çıkaran da yine aynı adres. Ralph Lauren, meme kanseriyle savaş için tasarladığı tişörtleri sadece www.netaporter.com üzerinden satmıştı. "Net-a-porter'da yoksanız, moda endüstrisinde sayılmazsınız," diyor gazeteci Imogen Edwards-Jones. Rakamlara bakılırsa haksız sayılmaz! Türkiye'de ise daha çok elektronik ürünler satan siteler iş yapıyor. Erkeklerin internet üzerinden alışverişte daha aktif oldukları kesin. Net-a-porter, Yoox veya Saks benzeri tabir edebileceğimiz yegane site ise, chichiqueen.com. Onun dışında birçok kadın alışverişlerini yurtdışındaki sitelerden yapıp özel adresler üzerinden Türkiye'ye getirtiyorlar. Çalışan kadınları mağaza mağaza dolaşmaktan kurtaracak sitelerin kurulmasının vakti geldi de geçiyor bile!