Irak'ın geleceğiyle ilgili olarak Ankara'da geçen yıl hayli ağır basan karamsar beklentiler şimdi yerini ihtiyatlı iyimserliğe bıraktı. Gerçekten de Irak'ta tablo bir yılda olumlu anlamdaepey değişti. Satır başlarıyla özetlemeye çalışalım:
- Geçen yıl bu zamanlar Washington'da ve dünya medyasında strateji uzmanları ABD güçlerinin Irak'taki kaosun üstesinden gelemeyeceğini söylüyor ve çıkış yolu olarak birliklerin kuzeye çekilmesini öneriyorlardı. Bugün bu senaryo kesinlikle rafa kaldırıldı.
- Yine geçen yıl bugünlerde Irak'ın parçalanması olasılığını son derece yüksek görenler ezici çoğunluğu oluşturuyorlardı. Artık bu senaryoya da Kürtler'den başka prim veren kalmadı.
- 2007'deki kaos ortamı da epeyce duruldu. Bunda en önemli etken Sünniler'in siyasi sisteme dönüşleri oldu. Sünniler ayrıca tıpkı Şiiler ve Kürtler gibi kendi milislerini oluşturdular. "Sahva" (Uyanış) adı verilen bu milisler ABD ile birlikte El-Kaide'ye karşı savaşıyor.
- Siyasi sistem oturuyor, parlamento çalışmaya başladı. Önceki gün üç önemli yasanın (bütçe, sınırlı af ve vilayetlerin yetkileri) oybirliğiyle kabul edilmesi bunun kanıtı.
- İran'ın etkisi gözle görülecek şekilde azaldı, Suriye'ye yapılan baskıların sonuç vermesiyle bu ülkeden Irak'a sızan El-Kaide militanı sayısı yarı yarıya düştü.
- Ve nihayet komşu ülkeler "Birleşik ve istikrarlı bir Irak"ın hem kendilerinin, hem de bölgenin güvenliği için öneminde nihayet görüş birliğine vardılar. Bu noktaya gelinmesinde Türkiye'nin diplomatik çabalarını göz ardı etmemek gerekiyor.
Referandum olacak mı? Gelelim Kerkük'e... Bilindiği gibi, en geç geçen yılın sonunda yapılması gereken referandum, Birleşmiş Milletler'in çabalarıyla 6 ay ertelendi. Yani önümüzdeki Haziran sonuna kadar yapılması öngörülüyor.
Kürtler'in erteleme kararına kıyameti koparmalarına bakmayın. Aslında onlar da sevindi. Çünkü onca uğraşlarına rağmen Kerkük'ün nüfus yapısını istedikleri ölçüde değiştiremediler. Referandum yapılsaydı kaybedeceklerdi. Peki önümüzdeki 5 ayda Kerkük'e Kürtler'i yığabilirler mi? Ayrıca yığsalar bile Kerkük'ü alabilirler mi? Dahası referandum yaptırabilirler mi?
Hiç de kolay değil. Sayalım: Bir ay önce, 13 Ocak'ta her kesimden 12 parti ortak bir bildiri yayınlayarak Kerkük'ün statüsünün parlamentoda sağlanacak uzlaşmayla belirlenmesini istedi.
Bu, Kürtler'e karşı Şiiler'in, Sünniler'in, Türkmenler'in ve Hıristiyan azınlıkların kenetlenmesi anlamına geliyor. Ankara'nın çabalarıyla güçlerini birleştiren Sünni ve Şii Türkmen partileri artık seslerini yükseltebiliyorlar ve Cumhurbaşkanı Talabani'ye Kerkük'ün yönetimiyle ilgili 7 taleplerini kabul ettirmelerinde görüldüğü gibi, mevzi de kazanıyorlar.
Kerkük'ün birleşik Irak'ın ve Bağdat'ın denetiminde olmasına ABD de destek veriyor; zira Kürtler'in pervasızlığa varan meydan okumaları onu da bezdirmiş durumda. Ve son gelişme: Irak Şiileri'nin en etkin din adamı Büyük Ayetullah Ali Sistani, Kerkük'ü "Irak'ın ve kendisinin sarığı" diye tanımladı, "Bu sarığın düşmesine asla izin vermeyeceğim. Kerkük sorunu etnik grupların değil Irak'ın ulusal çıkarlarına göre çözülmeli" dedi.
Göreceksiniz, Sadece Haziran sonuna kadar değil, büyük olasılıkla hiçbir zaman Kerkük'te referandum yapılmayacak.
Özetlersek, Irak iyi yolda ilerliyor. Bu mucize nasıl gerçekleşti? Üst düzey Dışişleri yetkililerinin değerlendirmesi şöyle: "Üç taraf da nelerin olamayacağını deneyerek, bilek güreşi yaparak gördü. Sonunda olabilecekler için işbirliğine yöneldi."
Bu görüşe biz de katılıyoruz. Bir eklemeyle: Bilek güreşinin mağlubu Kürtler oldu.
Yayın tarihi: 15 Şubat 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/15//haber,AF8057A6ABB14BE2B0C784265C63FB03.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.