Evlenirken gelinlik giymeyeceğim

Altın Portakal ödüllü tiyatro ve sinema sanatçısı Fadik Sevin Atasoy, MTV'de yayınlanan beniMTV'm programının bu haftaki konuğu oldu ve ilginç açıklamalarda bulundu...
* Tüm çocukluğum turnelerde geçti. İki sandalye birleştirilir, orada uyurdum. Üstüme kostüm örterlerdi. Pek de iç açıcı bir çocukluk geçirmedim. 4 yaşındayken, Selçuk Tiyatro Festivali'nde 'En İyi Oyuncu Ödülü' aldım. Ama aklımda kalan şu: Büyük aktörlerin suratı asıldı ve kimse konuşmadı. Beni dışladılar.
* Yurtdışına açılma gibi bir amacım hiçbir zaman olmadı. Sanılanın aksine ben gayet mutluyum ülkemde... Yurtdışında bir proje yapılacaksa da bizim yönetmen ve senaristimizle yapmak isterim bunu. Hollywood bize gelsin, biz niye gidelim ki!
* Seyirci beni ilk 'O Şimdi Mahkum'daki Rus Katharina olarak tanıdı. Altın Portakal'da Ferzan Özpetek jüri başkanıydı. Beni söylemişler, Ferzan Özpetek de 'O en büyük ödülü Rusya'dan gelip Türkiye'de film çekmekle almış zaten' demiş. Beni tanıyan biri de 'Hayır o Türk, ismi Fadik' demiş. Rus sandıkları için kılpayı kaçırıyordum ödülü...

Eleştiriler acıtıyor
* 'Zeynep'in 8 Günü'nde çıplak ve sevişen kadın ben değilim. Onları yapan o karakter! Canımı acıtıyor bu eleştiriler... Şöyle bir karar verdim; benden sonraki nesil ya da benim neslimin kadın oyuncuları bu eleştirilere maruz kalmadan oynayacaklarsa, ben günah keçisi olayım o zaman. Buyursunlar benim canımı acıtsınlar...
* Evet, Altın Portakal'da Woody Harrelson'un kulağına türkü söyledim. 'Fadik kardeş Fadik kardeş bir türkü söyle kulağıma' dedi. Bende 'Allı Turnam'ı söyledim.
* Hiçbir zaman gelinlik giymeyeceğim. Dizilerde yeteri kadar giyiyorum zaten. Hevesimi aldım. Evlenmek için de önce adam bulmak lazım. Daha sonra düşünürüm.
* New York'tan yeni döndüm, 'Fadik Hanım size 183 tane senaryo var' dediler. 'Vayy be' dedim, ne kadar aranan bir oyuncu olmuşum. Gece gündüz senaryo okuyorum evde. Ben Türk Sineması'nın geleceğini gençlerde görüyorum.
* Farklı karakterleri oynamayı çok seviyorum. En özgürleştiğin kısım bu. Kendi bedenine, karakterine meydan okurken, bir nevi yer çekimine meydan okuyorsun. O yüzden özgürleşiyorsun. Riskli bir film içinde olmak beni daha çok heyecanlandırıyor.