"Karşı çıkan" iki insan, iki
"cesur" yazan, iki
"cesur" kadın.
Hissiyatım birbirlerine girdiklerinde yaralanmıştı; şahsi ve alaylı biçimde birisine girişildiğinde de afallıyor.
Ama her satırlarına, her düşündüklerine, yazdıklarına o an katılmasam dahi, şu
"korku oyunu", şu
"medya oyunu" içinde,
"gerçeği aramak için karşı çıkmak" adına bir cesarete sahipler, biliyorum.
Sözde kimi kutsal değerler ile kitlesel histerilerin garantili kollarına kapağı atanların, hele hayatta, meslekte şahsi cesaretleri her zaman onlar kadar olmayabilenlerin, nice boyun eğmişliklerden geçenlerin, vicdanlarının sesine kulak tıkayıp
Perihan Mağden ile
Ece Temelkuran'ı
"kan sofrası"nda hedef göstermelerini kınıyorum.
İçlerinde sevdiğim kimi meslektaş olsa bile. Meslek adına da üzüntüyle.
Bu arada, Katar'da saatleri aynen iade eden meslektaşlara sevgilerimi; hediyeleri valize atan siyasetçi, bürokrat ve varsa gazeteciye de "Yükünüz hep öyle hafif olsun" dileklerimi iletirim.
Yayın tarihi: 10 Şubat 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/10//haber,F1EEAD846CAC48A6ABA185BF4E77AA8B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.