UT
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?UT
Köle düzeni bu!
Tuzla tersanelerini yazınca aslında sadece Tuzla ile tersaneyi yazmıyorsunuz.
Yazıyorsanız tabii;
Yurdun dört yanını, en modern işletmeden en sakil atölyeye, plazalardan tarım işçisi çocuklara kadar, "yurdumun köle düzeni" ni yazıyorsunuz.
Bir gün Tuzla'da elektrik olup sigortasız işçiyi çarpıyor, bir gün demir olup baretsiz başını eziyor.
Bir gün minicik tarım işçilerini dereye döküp öldürüyor; bir gün atölyeye kilitlediği sigortasız kadın işçileri cayır cayır yakıyor; bir gün onuru kırılmış bir askerin için için acısında, bir gün bir bankacının çıldırışında, bir gün bir satış elemanının 12 saat mesai sonunda yıkılışında maskesini yırtıyor.
Bir gün Bursa'da, Urfa'da, bir gün Tuzla'da, bir gün Davutpaşa'da patlıyor.
Memleketin içi yanıyor, şehit üstüne şehit verince.
ABD'lere gidiliyor, sınır ötesi yapılıyor, nefretler, öfkeler bileniyor, acılar birikiyor, kanunlar çıkıyor.
Büyük meseledir elbette.
Lakin, trafik bir yana, bir bakar mısınız:
Üç gün içinde, demiryolunda 9 ölü, Davutpaşa'da 20 ölü.
Contası çıkmış raylar, çivisi çıkmış çalışma düzeni ile iş ahlakı, piyasa, devlet, hükümet, belediye sistemi...
Tüm çalışanları Çinli, tümünü zenci yapmaya adanmış bir liberallik, muhafazakarlık, lıklık!
Sigortasız köleler, aşırı çalıştırılan köleler, tazminatsız köleler, fazla mesaisiz köleler, zincirlenmiş köleler, kapatılmış köleler, korkutulmuş köleler, boğulmuş köleler, yanmış köleler, parçalanmış köleler.
Köle düzenini yarım ağızla değil, harbiden eleştirecek siyasetçi, gazeteci, sivil toplum örgütü kim?
Tersaneden, ölüme zincirli işçi değil, paralı patron milletvekili seçen muhafazakâr ve milliyetçi "Çene Altı Cephesi" mi?
"Batı'dan sadece ahlaksızlık aldık" diyebilen Başbakan'a, "sendika hakkı, hakiki sosyal devlet filan alsanız ya" diyemeyenler mi?
Sistemin kirli çarklarını, en büyüklere de vurmayı göze alıp yürekten ve kökten eleştiremeyen sosyal demokrat mukallidi "laik parti" mi?
Sigortasız çalı ştırıp tazminat ödememek için, mahkemelerde günde 10, 12 saatlik telifli çalıştırdığını ispatlamaya uğraşan; hak arayan gazeteciyi kapı önüne koyan, kalanlara göçdağı veren, kıdem yakmak için didinen medya işletmeleri mi?
Onca ahlak mahlak bildirisi arkasında, başta medya, başta banka, hiçbir sektördeki köle düzenini eleştiremeyen, örgütlenme hakkına saygısını ifade edemeyen "sözde burjuva liberal demokrat" TÜSİAD mı?
Bu düzenin, laik veya muhafazakar, ulusalcı veya milliyetçi, demokrat veya liberal, sivil veya asker nice güçlüsü, bekçisi, kudretlisi, kuvvetlisinin hep birlikte anlaştığı nokta bu yaygın "köle düzeni" dir.
Hayatın ve ülkenin esas "örtülen, örtünen" gerçeği bu.
Çünkü, her şehit cenazesinde, her toplu acıda, her patlamada, mutlaka üzülürler ama, bilirler ki, bu memleketin insanları sayıyla verilmemiştir, sırayla ve sırasız ölebilir!
Bilmem umursar mısınız?
Davutpaşa'da paramparça olan, yanıp tutuşan, enkaz altında ezilen, maytap ile havai fişek cehenneminde can verenler belki şehit değiller ama, bu memleketin öyle ya da böyle evlatlarıydı.
Mesela,
düğün dernek yaparken, Allah mutluluklarınızı daim etsin de, havai fişek ile maytap kullanmasanız! Bu köle düzeninde yapabildiğimiz bu olsun bari.
Yayın tarihi: 1 Şubat 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/01//haber,05205BEB19E742829E86FB43F717A58A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.